اَلسُّخَامُ [es-suḣâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
اَلسُّخَامِيُّ [es-suḣâmiyy] ve
اَلسُّخَامِيَّةُ [es-suḣâmiyyet] (yâ-yı müşeddede ile) Bâde-i hoş-güvâra denir. Ve
سُخَامٌ [suḣâm] Kömüre ıtlâk olunur. Ve tencere karasına denir; yukâlu: طَلَاهُ بِالسُّخَامِ أَيْ بِسَوَادِ الْقِدْرِ Ve kuşun yelekleri altında olan yumuşak tüylere denir; yukâlu: وَجْهُ الْغُلَامِ لَيِّنٌ كَالسُّخَامِ وَهُوَ الرِّيشُ اللَّيِّنُ تَحْتَ رِيشِ الطَّيْرِ Ve kutnî ve atlas gibi yumuşak ve mülâyim kumaşa ve sevbe denir; yukâlu: ثَوْبٌ سُخَامٌ أَيْ لَيِّنُ الْمَسِّ
اَلسُّخَامُ [es-suḣâm] (sîn’in zammı ve ḣâ’nın tahfîfiyle) Çömlek karası, sevâdü’l-kıdr maʹnâsına. Ve
سُخَامٌ [suḣâm] Mülâyim olana dahi derler; yukâlu: هَذَا ثَوْبٌ سُخَامُ الْمَسِّ إِذَا كَانَ لَيِّنَ الْمَسِّ [Ve] خَزٌّ [ḣazz] gibi ve قَزٌّ [ḵazz] gibi; ve yukâlu: رِيشٌ سُخَامٌ وَقُطْنٌ سُخَامٌ أَيْ لَيِّنُ الْمَسِّ وَلَيْسَ هُوَ مِنْ مَعْنَى السَّوَادِ وَمِنْهُ قِيلَ لِلْخَمْرِ سُخَامٌ وَسُخَامِيَّةٌ إِذَا كَانَتْ لَيِّنَةً سَلِسَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı