eş-şârif ~ اَلشَّارِفُ

Kamus-ı Muhit - الشارف maddesi

اَلشَّارِفُ [eş-şârif] Karîben ehl-i şeref olmak üzere olan adama denir; yukâlu: هُوَ شَرِيفٌ الْيَوْمَ وَشَارِفٌ عَنْ قَرِيبٍ أَيْ سَيَصِيرُ شَرِيفًا Şârihin beyânına göre شَارِفٌ [şârif] bâb-ı evvelden masûg ism-i fâʹildir ki hadese dâldır ve شَرِيفٌ [şerîf] sıfattır. Ve eski oka denir; yukâlu: رَمَاهُ بِالشَّارِفِ أَيِ السَّهْمِ الْعَتِيقِ Ve pek koca nâkaya denir, شَارِفَةٌ [şârifet] gibi; yukâlu: نَاقَةٌ شَارِفٌ وَشَارِفَةٌ أَيْ مُسِنَّةٌ هَرِمَةٌ Gûyâ ki sinni merkez-i vâlâya varmıştır. Cemʹi شَوَارِفُ [şevârif] ve شُرُفٌ [şuruf] gelir, كُتُبٌ [kutub] vezninde ve شُرَّفٌ [şurref] gelir, رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde ve شُرُوفٌ [şurûf] gelir, عُدُولٌ [ʹudûl] vezninde; ve minhu’l-hadîsu: “أَتَتْكُمُ الشُّرُفُ الْجُونُ” أَيِ الْفِتَنُ الْمُظْلِمَةُ Burada شُرُفٌ [şuruf] كُتُبٌ [kutub] veznindedir; fiten-i muzlime ittisâl ve imtidâd-ı evkât cihetiyle müsinne ve herime olan siyâh tüylü nâkaya teşbîh olunmuştur. Ve lafz-ı merkûm ḵâf’la شُرُقٌ ʹunvânında dahi mervî olmakla nâhiye-i maşrıktan tâliʹa olan fitneler murâd olur. Ve شُرُفٌ [şuruf] zammeteynle شَرْفَاءُ [şerfâ΄] lafzından cemʹ olur ki حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] veznindedir, ʹâlî ve bülend ebniyeye denir.

Vankulu Lugatı - الشارف maddesi

اَلشَّارِفُ [eş-şârif] (râ’nın kesriyle) Şol kimsedir ki ʹan-karîb شَرِيفٌ [şerîf] olmalıdır, Ferrâ rivâyeti üzere. Ve

شَارِفٌ [şârif] Yaşlı nâkaya dahi derler. Ve

شَارِفٌ [şârif] Eski oka da derler; yukâlu: سَهْمٌ شَارِفٌ إِذَا وُصِفَ بِالْعِتْقِ وَالْقِدَمِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı