اَلشَّبَارِقُ [eş-şebâriḵ] ve
اَلشَّبَارِيقُ [eş-şebârîḵ] (şîn’lerin fethiyle) Pâre pâre demektir, قِطَعٌ [ḵiṯaʹ] maʹnâsına; yukâlu: صَارَ الثَّوْبُ شَبَارِقَ وَشَبَارِيقَ أَيْ قِطَعًا Ve baʹzılar dediler ki شَبْرَقٌ [şebraḵ], جَعْفَرٌ [caʹfer] vezninde ve شُبَارِقٌ [şubâriḵ], عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde ve شَبَارِقُ [şebâriḵ], عَنَادِلُ [ʹanâdil] vezninde ve شِبْرَاقٌ [şibrâḵ], قِرْطَاسٌ [ḵirṯâs] vezninde ve شَبَارِيقُ [şebârîḵ], قَنَادِيلُ [ḵanâdîl] vezninde bi-tamâmihi pâre pâre kesilmiş nesneye denir; yukâlu: ثَوْبٌ شَبْرَقٌ وَشُبَارِقٌ وَشَبَارِقُ وَشِبْرَاقٌ وَشَبَارِيقُ أَيْ مُقَطَّعٌ كُلُّهُ Şârih der ki müfred ve cemʹleri maʹnâda müttehidlerdir. Ve
شِبْرَاقٌ [şibrâḵ] Mutlakan katı ve şedîd olan nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ شِبْرَاقٌ أَيْ شَدِيدٌ Ve
شُبَارِقٌ [şubâriḵ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve
شَبَارِقُ [şebâriḵ] (عَنَادِلُ [ʹanâdil] vezninde) Bir bülend şecerin ismidir ki defʹ-i nazar için budaklarını at ve deve makûlesi hayvân boyunlarına taʹlîk ederler. Ve
شُبَارِقٌ [Şubâriḵ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) Zebîd eyâletinde bir karye adıdır. Ve
شَبَارِقُ [şebâriḵ] (عَنَادِلُ [ʹanâdil] vezninde) Kavurmaya denir ki eti hurde hurde doğrayıp tencerede kavururlar. Ve bu muʹarrebdir, şârihin beyânına göre bîş-pâre muʹarrebidir ki çok kıtʹalı demektir. Ve sî-pâre muʹarrebi ve şeş-pâre muʹarrebi olmak dahi muhtemeldir, otuz yâhûd altı parçalı demektir ki kesretten kinâyedir. Pes pâre pâre maʹnâsı bundan me΄hûz olur. Ve
شَبَارِقُ [şebâriḵ] Cemâʹat-i insânîye ıtlâk olunur; yukâlu: جَاءَتْ شَبَارِقُ مِنَ النَّاسِ أَيْ جَمَاعَةٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı