el-ʹazîb ~ اَلْعَزِيبُ

Kamus-ı Muhit - العزيب maddesi

اَلْمِعْزَابَةُ [el-miʹzâbet] (mîm’in kesriyle) ve

اَلْعَزِيبُ [el-ʹazîb] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bunlar da ergen kimseye denir: وَلاَ تَقُلْ أَعْزَبُ أَوْ هُوَ قَلِيلٌ Şârih der ki mifʹâl vezni ki mübâlaga-i ism-i fâʹildir, tezkîr ve te΄nîsi müsâvîdir, yani müzekker ve mü΄ennesine tâ’nın duhûlü ve ʹademi berâberdir. Burada tecrîd kabîlinden fâʹil olarak istiʹmâl olundu. Ve عَزِيبٌ [ʹazîb] dahi ism-i fâʹildir. Miṡbâḩ’ın beyânına göre ism-i fâʹili عَازِبٌ [ʹâzib]dir. Ve mü΄ellif أَعْزَبُ [aʹzeb] ıtlâkından gerçi nehy eyledi, lâkin bu Ebû Ḩâtim kavlidir, sâ΄iri tecvîz eylediler.

Vankulu Lugatı - العزيب maddesi

اَلْعَزِيبُ [el-ʹazîb] (ʹayn’ın fethiyle ve zâ’nın kesriyle) Şol develere sıfat olur ki akşam kabîleye gelmeye; yukâlu: إِبِلٌ عَزِيبٌ أَيْ لَا تَرُوحُ عَلَى الْحَيِّ Ve

عَزِيبٌ [ʹazîb] عَازِبٌ [ʹâzib]in cemʹidir, غَزِيٌّ [ġaziyy] غَازِي [ġâzî]nin cemʹi olduğu gibi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı