اَلْجَلاَدَةُ [el-celâdet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve
اَلْجُلُودَةُ [el-culûdet] (cîm’in zammıyla) ve
اَلْجَلَدُ [el-celed] (fethateynle) ve
اَلْمَجْلُودُ [el-meclûd] مَحْلُوفٌ [maḩlûf] ve مَعْقُولٌ [maʹḵûl] gibi masdar olarak cüst ve dilîr ve bahâdır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلُدَ الرَّجُلُ جَلاَدَةً وَجُلُودَةً وَجَلَدًا وَمَجْلُودًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا كَانَ ذَا شِدَّةٍ وَقُوَّةٍ
اَلْجُلُودُ [el-culûd] (zammeteynle) ve
اَلْمَجْلُودُ [el-meclûd] (mîm’in fethi ve cîm’in sükûnuyla) مَحْلُوفٌ [maḩlûf] ve مَعْقُولٌ [maʹḵûl] gibi masdar olmak üzere bahâdırlık maʹnâsınadır. Ve مَحْلُوفٌ [maḩlûf] ḩâ-i mühmele ile and içmek maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı