el-mešânet ~ اَلْمَثَانَةُ

Kamus-ı Muhit - المثانة maddesi

اَلْمَثَانَةُ [el-mešamp;ânet] (šamp;â-yı müsellese ile سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) İçeride bevl durduğu yere denir ki Fârisîde âb-dân ve Türkîde kavuk taʹbîr olunur. Ve nisvânın dâhil-i fercinde veled gelecek yola denir; yukâlu: إِشْتَكَى مَثَانَتَهُ وَهِيَ مَوْضِعُ الْبَوْلِ وَمَوْضِعُ الْوَلَدِ Burada nüsha-i sahîha bu resmedir. Ve مَوْضِعُ وَلَدٍ [mevḋiʹu veled]den murâd rahim değildir, belki tarîk-i rahimdir ki ferc dâhilinden ʹibârettir, zîrâ baʹzı usûl-i sâ΄irenin beyânlarına göre مَثَانَةٌ [mešamp;ânet] ثُنَّةٌ [šamp;unnet]ten me΄hûzdur ki kasık ile göbek meyânına denir. Ve مَثَانَةٌ [mešamp;ânet] mevziʹ-i mezkûrdadır, aslı مَثَنَّةٌ idi tahfîfen nûn elife kalb olundu. Ve dâhil-i fercde iki šamp;aḵbe vardır, aʹlâsı mesâneye müntehî olur ki ondan bevl munsabb olur ve esfeli rahime müfḋî olur ki ondan dem hurûc eder. Ve مَثَانَةٌ [mešamp;ânet]e bevl külyetândan gelir. Ve kaldı ki مَثَانَةٌ [mešamp;ânet]in aslı مَثَنَّةٌ olup nûn’u elife kalb olunması muttaridedir, niteki مَنٌّ [menn] kelimesinin nûn-ı sâniyesi elife kalble مَنَا [menâ] denir, lâkin Ḵâmûs ve Ṡiḩâḩ ve sâ΄ir kütüb-i muʹteberede mîm bâbında sebt olunmakla zâhiren lafzı iʹtibârına mebnîdir. Şârih der ki ricâlin mesânesi miʹâ΄-ı müstakîm fevkinde olup ve nisvânın rahimleri fevkinde olur ve rahim miʹâ΄-ı müstakîm fevkinde olur.

Vankulu Lugatı - المثانة maddesi

اَلْمَثَانَةُ [el-mešamp;ânet] (mîm’in fethi ve šamp;â΄-i müsellesenin tahfîfi ile) Kavuk ki bevl durduğu yerdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı