el-meyd ~ اَلْمَيْدُ

Kamus-ı Muhit - الميد maddesi

اَلْمَيْدُ [el-meyd] (صَيْدٌ [ṡayd] vezninde) ve

اَلْمَيَدَانُ [el-meyedân] (fetehâtla) Deprenmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ الشَّيْءُ يَمِيدُ مَيْدًا وَمَيَدَانًا إِذَا تَحَرَّكَ Ve bir tarafa meyl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ الشَّيْءُ إِذَا زَاغَ Ve neşv ü nemâ bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ الشَّيْءُ إِذَا زَكَا Ve muztarib olup çalkanmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ السَّرَابُ إِذَا اضْطَرَبَ Ve salınmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ الرَّجُلُ إِذَا تَبَخْتَرَ Ve bir kimseyi ziyâret eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ فُلاَنًا إِذَا زَارَهُ Ve bir adama zahîre getirip zahîrelendirmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ قَوْمَهُ إِذَا مَارَهُمْ Ve bir adama sarhoşluktan yâhûd gemiye binmekten nâşî baş dönüp miʹde bulanması ʹârız olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَ الرَّجُلُ إِذَا أَصَابَهُ غَثَيَانٌ وَدُوَارٌ مِنْ سُكْرٍ أَوْ رُكُوبِ بَحْرٍ Ve sebze ve nebâta kırağı makûlesi rutûbet dokunmakla mütegayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَادَتِ الْحَنْظَلَةُ إِذَا أَصَابَهَا نَدًى فَتَغَيَّرَتْ

Vankulu Lugatı - الميد maddesi

اَلْمَيْدُ [el-meyd] (mîm’in fethiyle ve yâ’nın sükûnuyla) Hareket etmek; yukâlu: مَادَ الشَّيْءُ يَمِيدُ مَيْدًا إِذَا تَحَرَّكَ Ve ağaç budakları salınmağa dahi derler; yukâlu: مَادَتِ الْأَغْصَانُ إِذَا تَحَرَّكَتْ وَتَمَايَلَتْ Ve bir kimse salını salını yürümeğe dahi derler; yukâlu: مَادَ الرَّجُلُ إِذَا تَبَخْتَرَ Ve bir kimseye buğday vermeğe dahi derler; yukâlu: مَادَهُمْ يَمِيدُهُمْ وَهُوَ لُغَةٌ فِي مَارَهُمْ يَمِيرُهُمْ مِنَ الْمِيرَةِ Ve مِيرَةٌ [mîret] taʹâma derler, buğday maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı