اَلْوَكْنُ [el-vekn] (vâv’ın fethiyle) ve
اَلْوَكْنَةُ [el-veknet] (vâv’ın harekât-ı selâsıyla) ve
اَلْوُكُنَةُ [el-vukunet] (zammeteynle) ve
اَلْمَوْكِنُ [el-mevkin] ve
اَلْمَوْكِنَةُ [el-mevkinet] (مَنْزِلٌ [menzil] ve مَنْزِلَةٌ [menzilet] veznlerinde) Kuş yuvasına denir; yukâlu: اَلطَّائِرُ فِي وَكْنِهِ وَوَكْنَتِهِ وَوُكُنَتِهِ وَمَوْكِنِهِ وَمَوْكِنَتِهِ أَيْ فِي عُشِّهِ Ve وَكْنٌ [vekn] lafzının cemʹi أَوْكُنٌ [evkun] ve وُكْنٌ [vukn] gelir vâv’ın zammıyla ve وُكُونٌ [vukûn] gelir. Ve
وَكْنٌ [vekn] Masdar olur, pek yürümek maʹnâsına; yukâlu: وَكَنَ الرَّجُلُ وَكْنًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا سَارَ شَدِيدًا Ve oturmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَكَنَ الرَّجُلُ إِذَا جَلَسَ Ve kuş yumurta basmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَكَنَ الطَّائِرُ بَيْضَهُ وَعَلَيْهِ إِذَا حَضَنَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı