en-nesr ~ اَلنَّسْرُ

Kamus-ı Muhit - النسر maddesi

اَلنَّسْرُ [en-nesr] (nûn’un fethi ve sîn’in fethiyle) Bir kuş ismidir, cîfe makûlesi nesneyi didip kopardığı için mübâlagaten tesmiye olundu. Ve bu kuş kerkes dedikleri kuştur ki esbaʹ-ı cevârihtir. Bu Türkîde tahrîfle kerkenez dedikleridir. Doğan ve şahin makûlesini dahi alır, bu cihetle çakırcıların düşmanıdır. عُقَابٌ [ʹuḵâb] ki tavşancıl kuşudur, bu cinstendir. Ve baʹzılar عُقَابٌ [ʹuḵâb]ı karakuş ile ve نَسْرٌ [nesr]i tavşancıl ve yılancıl dedikleriyle beyân eylediler. Ve akbaba dedikleri bundan alıcı olmayan battâl nevʹidir dediler. Lâkin sahîh olan kerkenez dedikleridir ki karakuş nevʹindendir. Ve kerkenez كَرْكَسٌ [kerkes] muharrefidir. Cemʹi أَنْسُرٌ [ensur] gelir ve نُسُورٌ [nusûr] gelir. Ve

نَسْرٌ [nesr] Ži’l-Kelâʹ kabîlesine mahsûs bir sanem adıdır ki arz-ı Ḩimyer’de olur idi. Şârih der ki يَغُوثٌ [yeġûšamp;] dedikleri sanem Mežḩic ve يَعُوقٌ [yeʹûḵ] Hemdân kabîlelerinin sanemleri idi. Ve

نَسْرٌ [Nesr] Ḵuṯb-ı şimâlî semtinde iki kevkeb adıdır ki birine Nesr-i Vâḵiʹ ve birine Nesr-i Tâ΄ir derler. Bunlar iki sûret-i kevkebiyyeden mürekkeb نَسْرٌ [nesr] sûretleridir. Biri zemîne nâzil ve biri tâ΄ir sûretindedir. Ve

نَسْرٌ [nesr] At kısmının tırnağı içre bir yâbis et pâresine denir ki çekirge tarzında olur, ʹalâ-kavlin tırnağının iç yüzünün üst tarafında olan tümsek nesneye denir. Cemʹi نُسُورٌ [nusûr]dur. Ve

نَسْرٌ [nesr] Masdar olur, bir nesneyi bir nesnenin üzerinden giderip yâhûd sıyırıp açmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَرَهُ عَنْهُ نَسْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَشَطَهُ Ve yarayı deşmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَرَ الْجُرْحَ إِذَا نَقَضَهُ Ve kuş kısmı minkârıyla et ditmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَرَهُ الْبَازِي نَسْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا نَتَفَ لَحْمَهُ بِمِنْسَرِهِ Ve

نَسْرٌ [Nesr] ʹAḵîḵ-i Medîne’de bir mevziʹ adıdır. Ve Ġaniyy bilâdında iki cebel adıdır ki ikisine نَسْرَانِ [Nesrân] denir. Ve

نَسْرٌ [Nesr] Esâmîdendir: Sufyân b. Nesr ve Temîm b. Nesr ashâbdandır. Ve Yaḩyâ b. Ebî Bukeyr b. Nesr ʹalâ-kavlin Bişr’dir ve o kâdî-i belde-i Kirmân idi ve mezbûr, İmâm Mâlik şeyhi olan Yaḩyâ b. Bukeyr’den ekberdir. Ve

نَسْرٌ [nesr] Bir adamı fasl ve mezemmet eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَسَرَ فُلاَنًا إِذَا وَقَّعَهُ

Vankulu Lugatı - النسر maddesi

اَلنَّسْرُ [en-nesr] (nûn’un fethi ve sîn’in kesriyle) Kerkes dedikleri kuştur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı