اَلنَّزَعَةُ [en-nezeʹat] (fetehâtla) نَازِعٌ [nâziʹ] lafzının cemʹidir, yay çekmekte mâhir olan adama denir. Ve minhu’l-meselu: “صَارَ الْأَمْرُ إِلَى النَّزَعَةِ” “Ehl ve erbâbı olan adamlar maslahatın temşît ve ıslâhına kıyâm ettiler” diyecek yerde darb olunur. Ve kezâ yukâlu: “عَادَ السَّهْمُ إِلَى النَّزَعَةِ” “Hak ehline vardı, erbâbının eline geçti” diyecek yerde îrâd olunur. Ve
نَزَعَةُ [Nezeʹat] Bir mevziʹ adıdır. Ve bir nebât adadır; zây’ın sükûnuyla da zebân-zededir. Ve dağda olan incecik yola ıtlâk olunur ki çığır taʹbîr olunur. Ve bu ismdir; yukâlu: أَخَذَ فِي النَّزَعَةِ أَيِ الطَّرِيقِ فِي الْجَبَلِ Ve insânın başında olan نَزَعٌ [nezaʹ] mevziʹine denir ki cebhenin iki tarafından ki tulun taʹbîr olunur dik yukarı saç aslâ bitmeyip yâhûd bir ʹârıza ile sonradan dökülmüş olan yerdir; iki tarafına نَزَعَتَانِ [nezeʹatân] denir.
اَلنَّزَعَةُ [en-nezeʹat] (fethateynle) نَازِعٌ [nâziʹ]in cemʹidir. Ve fi’l-meseli: “صَارَ الْأَمْرُ إِلَى النَّزَعَةِ” إِذَا قَامَ بِإِصْلَاحِهِ أَهْلُ الْأَنَاةِ Ve أَنَاةٌ [enât] hemzenin fethiyle te΄ennî maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı