en-nesnâs ~ اَلنَّسْنَاسُ

Kamus-ı Muhit - النسناس maddesi

اَلنَّسْنَاسُ [en-nesnâs] (nûn’un fethi ve kesriyle) Bir cins mahlûktur ki birer ayakları olmakla sekerek yürürler; ve fi’l-hadîsi: ḣأَنَّ حَيًّا مِنْ عَادٍ عَصَوْا رَسُولَهُمْ فَمَسَخَهُمُ اللهُ نَسْنَاسًا لِكُلِّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ يَدٌ وَرِجْلٌ مِنْ شِقٍّ وَاحِدٍ يَنْقُزُونَ كَمَا يَنْقُزُ الطَّائِرُ وَيَرْعَوْنَ كَمَا تَرْعَى الْبَهَائِمُḢ Yaʹnî “ʹÂd kavminden bir cemâʹat kendilere mebʹûs olan peygambere ʹisyân eylemeleriyle Hazret-i Hakk celle ve ʹalâ onları mesh edip nesnâs eyledi. Her birinin birer el ve birer ayakları olmakla kuş gibi sekerek ve sıçrayarak yürüyüp ve behâyim gibi nebâtât raʹy ederler.” Ve baʹzılar dedi ki o memsûh olanlar munkarız oldular ve hâlen o hilkatte mevcûd olanlar sûret-i mezbûrede ʹalâ-hide halk olundu. Ve ʹinde’l-baʹz tâ΄ife-i mezbûre üç cinstir: Birine نَاسٌ [nâs] ve birine نَسْنَاسٌ [nesnâs] ve dîğerine نَسَانِسُ [nesânis] derler. ʹAlâ-kavlin نَسَانِسُ [nesânis] dişilerine denir yâhûd bunların kadr ve haysiyyetleri نَسْنَاسٌ [nesnâs]tan erfaʹ ve aʹlâ olur. Ve baʹzılar ʹindinde Ye΄cûc ve Me΄cûc kavmi bunlardır yâhûd benî Âdem’den bir kavm-i mahsûstur yâhûd insân sûretinde bir nevʹ mahlûktur ki insândan hâric ve eşyâ-i kesîrede insâna muhâliflerdir, lisânımızda bunlar yaban ademîsi dedikleridir, niteki Cihân-nümâ’da Yemen ülkesi faslında mezkûrdur. Kâle’ş-şârih ve minhu hâdîsu Ebî Hureyre radıyallâhu ʹanhu: ḣذَهَبَ النَّاسُ وَبَقِيَ النَّسْنَاسُḢ Ve

نَسْنَاسٌ [nesnâs] Seyr-i şedîde ıtlâk olunur, نَسْنَسَةٌ [nesneset]ten me΄hûzdur; yukâlu: نَاقَةٌ ذَاتُ نَسْنَاسٍ أَيْ سَيْرٍ بَاقٍ Ve serîʹ ve revende maʹnâsınadır; yukâlu: قَرَبٌ نَسْنَاسٌ أَيْ سَرِيعٌ ve yukâlu: قَطَعَ اللهُ نَسْنَاسَهُ أَيْ سَيْرَهُ وَأَثَرَهُ

Vankulu Lugatı - النسناس maddesi

اَلنَّسْنَاسُ [en-nesnâs] (nûn’un fethi ve sîn’in sükûnuyla) Halktan bir nevʹdir ki yürüdükte bir ayağı üzere sıçrayarak yürür.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı