en-nevḋ ~ اَلنَّوْضُ

Kamus-ı Muhit - النوض maddesi

اَلنَّوْضُ [en-nevḋ] (حَوْضٌ [ḩavḋ] vezninde) Seyr ve seyâhat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاضَ الرَّجُلُ يَنُوضُ نَوْضًا إِذَا ذَهَبَ فِي الْبِلاَدِ Ve bir yerden kazık ve kök ve enser makûlesini çekip çıkarmağa dürüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاضَ الشَّيْءَ إِذَا عَالَجَهُ لِيَنْتَزِعَهُ كَالْوَتِدِ وَنَحْوِهِ Ve su çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَاضَ الْمَاءَ إِذَا أَخْرَجَهُ Ve şimşek çakmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَاضَ الْبَرْقُ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve

نَوْضٌ [nevḋ] İnsân ve hayvânın sağrıları ile sırtının iki taraflı aşağı uçlarının kavuştukları yere denir ki her bedende iki نَوْضٌ [nevḋ] olur; yukâlu: ضَرَبَ فِي نَوْضِهِ وَهُوَ وُصْلَةُ مَا بَيْنَ الْعَجُزِ وَالْمَتْنِ Ve deprenmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَا يَقْدِرُ أَنْ يَنُوضَ أَيْ أَنْ يَتَحَرَّكَ Ve عُصْعُصٌ [ʹuṡʹuṡ] ismidir ki oma kemiğidir. Ve bir nesne beri öte ırgalanıp salınmak maʹnâsınadır; yukâlu: لاَ زَالَ يَنُوضُ الْحَبْلُ أَيْ يَتَذَبْذَبُ وَيَتَعَثْكَلُ Ve

نَوْضٌ [nevḋ] Su çıkacak yere denir. Cemʹi أَنْوَاضٌ [envâḋ] ve cemʹü’l-cemʹi أَنَاوِيضُ [enâvîḋ] gelir.

Vankulu Lugatı - النوض maddesi

اَلنَّوْضُ [en-nevḋ] (nûn’un fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Vilâyetten vilâyete gitmek. Ve

نَوْضٌ [nevḋ] Bir nesneyi çıkarmağa çalışmak, fidan çıkarmak gibi ve kazık çıkarmak gibi meselâ; tekûlu: نُضْتُ الشَّيْءَ إِذَا عَالَجْتَهُ لِتَنْزِعَهُ Ve

نَوْضٌ [nevḋ] Devenin kuyruğuyla arkası ulaştığı yere dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı