el-hibriziyy ~ اَلْهِبْرِزِيُّ

Kamus-ı Muhit - الهبرزي maddesi

اَلْهِبْرِزِيُّ [el-hibriziyy] (hâ’nın ve râ’nın kesriyle) Fürs yaʹnî ʹAcem esâviresinden bir isvâra yaʹnî bir cündî ve şeh-süvâra denir, niteki ḣس،و،رḢ mâddesinde beyân olundu. Şârih der ki aslı إِبْرِزِيٌّ idi ki مُبَارَزَةٌ [mubârezet]tendir; hemze tâ’ya mübeddeledir. Ve

هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy] Dînâr-ı cedîde denir. Ve mutlakan hoş ve dil-keş, latîf ve cemîl şey΄e denir. Ve arslana denir. Ve iyi ve aʹlâ çizmeye denir. Ve hâlis altına denir.

Vankulu Lugatı - الهبرزي maddesi

اَلْهِبْرِزِيُّ [el-hibriziyy] (hâ’nın ve râ’nın kesri ve bâ’nın sükûnuyla ve âhirinde yâ’nın teşdîdiyle) Atlı, süvâr maʹnâsına. sâhib-i Tercemân هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy] bir cins bileziktir, ʹAcem bileziklerinden demiştir. Ve sâhib-i Ṡurâḩ هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy]i “dest-bend-i esb” ile tefsîr etmiştir, hak budur ki أَبْرَزَ مُبَارَزَةً tendir, mukâtele maʹnâsına, hemze hâ’ya kalb olunmuştur, أَرَاقَ ile هَرَاقَ gibi gûyâ ki هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy] ʹAcem atlısına derler, zîrâ Cevherî bu mahalde هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy]i tefsîr sadedinde أُسْوَارٌ مِنْ أَسَاوِرَةِ الْفُرْسِ demiştir ve bâb-ı râ’da fasl-ı sîn’de “süvâr” tefsîrinde Cevherî, Ebû ʹUbeyd’den hikâyet edip eyitmiştir: اَلْأُسْوَارُ الْوَاحِدُ مِنْ أَسَاوِرَةِ الْفُرْسِ قَالَ أَبُو عُبَيْدٍ هُمُ الْفُرْسَانُ وَالْهَاءُ عِوَضٌ عَنِ الْيَاءِ كَانَ أَصْلُهُ أَسَاوِيرَ كَذَلِكَ الزَّنَادِقَةُ demiştir. Bu delâlet eder ki Cevherî’nin هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy] ile murâdı atlı ola, ata ve adama takılan âlet olmaya, nitekim âhir-i kelâmında قَالَ ثَعْلَبٌ كُلُّ جَمِيلٍ حَسَنٍ هِبْرِزِيٌّ dediği dahi delâlet eder, Šaʹleb eyitti her nesne ki cemîl ve latîf ola, ona tâ΄ife-i ʹArab هِبْرِزِيٌّ [hibriziyy] der, هِبْرِقِيٌّ [hibriḵiyy] vezni üzere ve هِبْرِقِيٌّ [hibriḵiyy] demirci ve kuyumcu demek olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı