اَلْوَفْدُ [el-vefd] (vâv’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) ve
اَلْوُفُودُ [el-vufûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلْوِفَادَةُ [el-vifâdet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve
اَلْإِفَادَةُ [el-ifâdet] (vâv’dan bedel hemze ile) Elçilik yâhûd sâ΄ir maslahat için bir devletten bir devlete yâhûd emîr ve sultân huzûruna gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَفَدَ إِلَيْهِ أَيْ إِلَى الْأَمِيرِ وَعَلَيْهِ وَفْدًا وَوُفُودًا وَوِفَادَةً وَإِفَادَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَدِمَ وَوَرَدَ Mü΄ellif gerçi burada ıtlâk eylemiştir, lâkin Baṡâ΄ir’de beyânı üzere terceme olundu ve sâ΄ir ümmehât dahi Baṡâ΄ir’e muvâfıktır: وَهُوَ وَافِدٌ وَقَوْمٌ وُفُودٌ كَشُهُودٍ وَوَفْدٌ كَصَحْبٍ جَمْعُ أَصْحَابٍ وَأَوْفَادٌ وَوُفَّدٌ كَرُكَّعٍ Ve uzun uzadı yüksek kum tepesinin zirvesinde olan kumluğa denir ki etrâfından yüksek ve her cânibe havâle olur. Ve bu mecâzdır, zîrâ bir kavmin elçisi beynlerinde ehl-i rifʹat ü şeref olmak muttaridedir. Ve burada وَفْدٌ [vefd] müfreddir, cîm’le ذِرْوَةُ الْجَبَلِ nüshaları galattır, ḩâ-yı mühmele ile اَلْحَبْلُ [el-ḩabl]dir. Vanḵulu dahi جَبَلٌ vehm eylemiştir.
اَلْوُفُودُ [el-vufûd] (zammeteynle) Kezâlik وَفْدٌ [vefd]in cemʹidir, elçiler maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı