Kamus-ı Muhit - الوعير maddesi

اَلْوَعْرُ [el-vaʹr] (vâv’ın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) ve

اَلْوَعِرُ [el-veʹir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْوَاعِرُ [el-vâʹir] ve

اَلْوَعِيرُ [el-veʹîr] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْأَوْعَرُ [el-evʹar] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Sarp ve dürüşt yere denir; yukâlu: مَشَى فِي الْوَعْرِ وَالْوَعِرِ وَالْوَاعِرِ وَالْوَعِيرِ وَالْأَوْعَرِ وَهُوَ ضِدُّ السَّهْلِ Cevherî’nin وَلاَ تَقُلْ وَعِرٌ بِكَسْرِ الْعَيْنِ kavli bir şey΄ değildir. Ve وَعْرٌ [vaʹr] kelimesinin cemʹi أَوْعُرٌ [evʹur]dur, أَفْلُسٌ [eflus] gibi ve وُعُورٌ [vuʹûr] ve أَوْعَارٌ [evʹâr]dır. Ve

وَعْرٌ [vaʹr] ve

وَعَرٌ [veʹar] (fethateynle) ve

وُعُورَةٌ [vuʹûret] (vâv’ın zammıyla) ve

وَعَارَةٌ [veʹâret] (خَسَارَةٌ [ḣasâret] vezninde) ve

وُعُورٌ [vuʹûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Yer sarp ve dürüşt olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَعُرَ الْمَكَانُ كَكَرُمَ وَوَعَرَ كَوَعَدَ وَوَعِرَ كَوَلِعَ وَعْرًا وَوَعَرًا وَوُعُورَةً وَوَعَارَةً وَوُعُورًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا صَارَ وَعْرًا Ve

وَعْرٌ [vaʹr] Bir adamı işinden alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: وَعَرَهُ وَعْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا حَبَسَهُ عَنْ حَاجَتِهِ Ve

وَعْرٌ [Vaʹr] Bir cebel adıdır. Ve

وَعْرٌ [vaʹr] Az nesneye denir; yukâlu: جَعَلَ مَعْرُوفَهُ وَعْرًا أَيْ قَلِيلاً ve yukâlu: شَيْءٌ وَعْرٌ أَيْ قَلِيلٌ ve yukâlu: شَعْرٌ مَعْرٌ وَعْرٌ وَقَلِيلٌ وَعْرٌ إِتْبَاعٌ