اَلْوَقِيذُ [el-veḵîž] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلْمَوْقُوذَةُ [el-mevḵûžet] Ağaçla darb olunarak katl olunan koyuna ıtlâk olunur ki Câhiliyye efʹâlinden idi; yukâlu: شَاةٌ وَقِيذٌ وَمَوْقُوذَةٌ أَيْ قُتِلَتْ بِالْخَشَبِ Ve وَقِيذٌ [veḵîž] faʹîl bi-maʹnâ mefʹûl olmakla teʹnîs ve tezkîri müsâvîdir. Ve
وَقِيذٌ [veḵîž] Yere çalınmış, صَرِيعٌ [ṡarîʹ] maʹnâsınadır. Ve batî΄ ve sakîl adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ وَقِيذٌ أَيْ بَطِيءٌ ثَقِيلٌ Ve şol hastaya ıtlâk olunur ki şiddet-i marazından ölümcül derecesine varmış ola; yukâlu: مَرِيضٌ وَقِيذٌ أَيِ الشَّدِيدُ الْمَرَضِ الْمُشْرِفُ عَلَى الْمَوْتِ
اَلْوَقِيذُ [el-veḵîž] (vâv’ın fethi ve ḵâf’ın kesriyle ve meddiyle) Şol kimsedir ki kuvveti olmaya; yukâlu: رَجُلٌ وَقِيذٌ أَيْ مَا بِهِ طِرْقٌ Ve طِرْقٌ [ṯirḵ] ṯâ’nın kesri ve râ’nın sükûnuyla kuvvet ve şahm ve lahm. Ve ʹAdebbes eyitti: مَوْقُوذَةٌ [mevḵûžet] Şol nâkadır ki onu veledi eme ve memesi büyük olmağın az sütün çıkara ve memesi emmeden ve çekmeden şişmeğin marîz ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı