el-vaṯb ~ اَلْوَطْبُ

Kamus-ı Muhit - الوطب maddesi

اَلْوَطْبُ [el-vaṯb] (vâv’ın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Süt tulumuna denir ki iki yaşında ve ondan ziyâdece olan koyunun derisinden yaptıklarıdır, niteki kuzu derisinden olana شَكْوَةٌ [şekvet] denir. وَطْبٌ [vaṯb] lafzının cemʹi أَوْطُبٌ [evṯub] gelir ve وِطَابٌ [viṯâb] gelir vâv’ın kesriyle ve أَوْطَابٌ [evṯâb] gelir. Ve cemʹü’l-cemʹi أَوَاطِبُ [evâṯib] gelir. Ve

وَطْبٌ [vaṯb] Künde ve dürüşt-endâm ve nâ-tırâş kimseye ıtlâk olunur. Ve iri memeye ıtlâk olunur ki tulum gibi olur.

Vankulu Lugatı - الوطب maddesi

اَلْوَطْبُ [el-vaṯb] (vâv’ın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Hâssaten süt kodukları tulum, meşk-i şîr maʹnâsına. İbnu’s-Sikkît eyitti: وَطْبٌ [vaṯb] جَذَعٌ [cežaʹ] derisinden olana derler ki جَذَعٌ [cežaʹ] fethateynle iki yaşında olan koyuna derler. Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: O oğlağın derisine ki süt korlar شَكْوَةٌ [şekvet] derler şîn-i muʹcemenin fethi ve kâf’ın sükûnuyla, ondan büyük olanın derisine بَدْرَةٌ [bedret] derler, bâ-i muvahhadenin fethi ve dâl’ın sükûnuyla ve شَكْوَةٌ [şekvet] misilli olup içine yağ konan deriye عُكَّةٌ [ʹukket] derler ʹayn-ı mühmelenin zammı ve kâf’ın teşdîdiyle. Ve بَدْرَةٌ [bedret] misilli olup yağ konan deriye مِسْأَدٌ [mis΄ed] derler mîm’in kesriyle ve sîn-i mühmele ile. Ve zâlim ve cefâ-kâr olan kimseye dahi وَطْبٌ [vaṯb] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı