اَلْبُخْلُ [el-buḣl] ve
اَلْبُخُولُ [el-buḣûl] (bâ’ların zammıyla) ve
اَلْبَخَلُ [el-beḣal] (جَبَلٌ [cebel] vezninde) ve
اَلْبَخْلُ [el-baḣl] (نَجْمٌ [necm] vezninde) ve
اَلْبُخُلُ [el-buḣul] (عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde) Nâkesliğe denir ki cûd ve kerem mukâbilidir; yukâlu: بِهِ بُخْلٌ وَبُخُولٌ وَبَخَلٌ وَبَخْلٌ أَيْ ضِدُّ الْكَرَمِ Ve
بُخْلٌ [buḣl] (bâ’nın zammıyla) ve
بَخَلٌ [beḣal] (fethateynle) Masdar olurlar, nâkeslik edip imsâk eylemek maʹnâsına; yukâlu: بَخِلَ بِكَذَا وَبَخُلَ بُخْلًا وَبَخَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْخَامِسِ ضِدُّ كَرُمَ Ve gâh olur ki بَخَلٌ [beḣal] ile ki fethateynledir, mübâlagaten pek bahîl olan kimse sıfatlanır; yukâlu: رَجُلٌ بَخَلٌ مُبَالَغَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı