taʹrîş ~ تَعْرِيشٌ

Kamus-ı Muhit - تعريش maddesi

اَلتَّعْرِيشُ [et-taʹrîş] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi âteş tutruğunu muttasıl tutuşturup yandırmak maʹnâsınadır; yukâlu: عُرِّشَ الْوَقُودُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا أُوقِدَ وَأُدِيمَ Ve عَرِيشٌ [ʹarîş] yapmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَّشَ الرَّجُلُ إِذَا بَنَى عَرِيشًا Ve asma dallarını kerevit üzere almak maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَّشَ الْكَرْمَ إِذَا رَفَعَ دَوَالِيَهُ عَلَى الْخَشَبِ Ve erkek haşarı eşek başını havâya tutup ağzını açarak dişi eşeğe hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَّشَ الْحِمَارُ بِعَانَتِهِ إِذَا حُمِلَ عَلَيْهَا فَرَفَعَ رَأْسَهُ وَشَحَا فَاهُ Şârih عَرَّشَ الْحِمَارُ بِرَأْسِهِ nüshasını tahti΄e ve vech-i mezkûr üzere olmayı tansîs eylemiştir. Mütercim der ki ʹibâre عَرَّشَ الْحِمَارُ بِرَأْسِهِ إِذَا حُمِلَ عَلَى عَانَتِهِ ʹunvânında olmak agleb-i ihtimâldir. Ve

تَعْرِيشٌ [taʹrîş] Eve tavanlamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَّشَ الْبَيْتَ إِذَا سَقَّفَهُ Ve bir işi geciktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَّشَ الْأَمْرَ إِذَا أَبْطَأَ بِهِ

Vankulu Lugatı - تعريش maddesi

اَلتَّعْرِيشُ [et-taʹrîş] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm] Bâg çubuğuna çardak yapmak; yukâlu: عَرَّشْتُ الْكَرْمَ بِالْعُرُوشِ تَعْرِيشًا Ve

تَعْرِيشٌ [taʹrîş] Merkeb ağzın açıp hamle etmeğe dahi derler; yukâlu: عَرَّشَ الْحِمَارُ بِعَانَتِهِ إِذَا حَمَلَ عَلَيْهَا وَرَفَعَ رَأْسَهُ وَشَحَا فَمَهُ Ve شَحْوٌ [şaḩv] şîn-i muʹceme ve ḩâ-i mühmele ile ağız açmağa derler. Ve ʹibâret-i Ḵâmûs’ta بِعَانَتِهِ bedeline بِرَأْسِهِ vâkiʹ olmuştur. Ve ʹibâret-i Cevherî’den zâhiren fehm olunan hımârın tezâvücü hâletidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı