اَلزُّهُوقُ [ez-zuhûḵ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Kemik sımsıkı, çok ve dolgun ilikli olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَ الْعَظْمُ زُهُوقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا اكْتَنَزَ مُخُّهُ Ve iliğin kendisi çok ve sımsıkı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَ الْمُخُّ إِذَا اكْتَنَزَ Ve bâtıl ve beyhûde nesne mahv ve muzmahill olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَ الْبَاطِلُ إِذَا اضْمَحَلَّ Ve
زُهُوقٌ [zuhûḵ] ve
زَهَقٌ [zehaḵ] (نَهَقٌ [nehaḵ] vezninde) Sebk ve takaddüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَتِ الرَّاحِلَةُ زُهُوقًا وَزَهَقًا إِذَا سَبَقَتْ وَتَقَدَّمَتْ أَمَامَ الْخَيْلِ Ve
زُهُوقٌ [zuhûḵ] Ok potayı savuşup ötesine düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَ السَّهْمُ إِذَا جَاوَزَ الْهَدَفَ Ve cân bedenden çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَتْ نَفْسُهُ إِذَا خَرَجَتْ Ve bir nesne bâtıl olup helâk ve nâbûd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَهَقَ الشَّيْءُ إِذَا بَطَلَ وَهَلَكَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı