ʹarâḵîb ~ عَرَاقِيبُ

Kamus-ı Muhit - عراقيب maddesi

اَلْعَرَاقِيبُ [el-ʹarâḵîb] عُرْقُوبٌ [ʹurḵûb]un cemʹidir. Ve

عَرَاقِيبُ [ʹarâḵîb] Dağın burunlarına yaʹnî burun gibi bir cânibe doğru çıkan sivri uçlarına denir; ʹalâ-kavlin dağların sırtlarında olan daracık yollara ıtlâk olunur ki her birine عُرْقُوبٌ [ʹurḵûb] denir. Ve

عَرَاقِيبُ اْلأُمُورِ [ʹarâḵîbu’l-umûr] Mesâlih ve umûrun müşkil ve ʹazîm ve sarp olanına ıtlâk olunur; yukâlu: أَعْيَتْهُ عَرَاقِيبُ اْلأُمُورِ أَيْ عَصَاوِيدُهَا Ve

عَرَاقِيبُ [ʹArâḵîb] Ḩimâ Dariyye kurbünde bir karye adıdır.

Vankulu Lugatı - عراقيب maddesi

اَلْعَرَاقِيبُ [el-ʹarâḵîb] عُرْقُوبٌ [ʹurḵûb]un cemʹi. Ve

عَرَاقِيبُ [ʹarâḵîb] Umûrun müşkiline derler; yukâlu: هَذَا مِنْ عَرَاقِيبِ الْأُمُورِ وَعَرَاقِيلِهَا أَيْ صِعَابِهَا Ve

عُرْقُوبٌ [ʹUrḵûb] Bir recülün adıdır, ʹAmâliḵa tâ΄ifesinden ki onunla hilf-i vaʹdde mesel darb olunur; yukâlu: “مَوَاعِيدُ عُرْقُوبٍ” Şöyle hikâyet olunur ki bir kimse ʹUrḵûb’dan bir nesne taleb ettikte “عُرْقُوبٌ إِذَا أَطْلَعَ نَخْلِي” demiş, yaʹnî “Hurmâ ağacı çiçeklendikte” demiş. Ve hurmâ çiçeklendikten sonra إِذَا أَبْلَحَ demiş, ḩâ-i mühmele ile yaʹnî “Koruk oldukta” demiş ve koruk olduktan sonra إِذَا أَزْهَى demiş zâ-i muʹceme ile yaʹnî “Hurmâ kızardıkta” ve kızardıktan sonra إِذَا أَرْطَبَ demiş, yaʹnî “Hurmâ tatlı oldukta” ve hurmâ tatlı olduktan sonra إِذَا صَارَ تَمْرًا demiş yaʹnî “Kemâlin buldukta!” Kuruduktan sonra hurmâyı der-enbâr edip bir nesne vermemiş ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı