ʹirâḋ ~ عِرَاضٌ

Kamus-ı Muhit - عراض maddesi

اَلْعِرَاضُ [el-ʹirâḋ] (ʹayn’ın kesriyle) Bu dahi hadîs ve kelâmın muʹzam mahalline denir; yukâlu: عِرَاضُ الْحَدِيثِ أَيْ مُعْظَمُهُ Ve şol damgaya yâhûd dâg ile bastıkları çizgiye denir ki devenin uyluğuna arkuru basarlar; yukâlu: عَرَضَ بَعِيرَهُ عِرَاضًا وَهُوَ سِمَةٌ أَوْ خَطٌّ فِي فَخِذِ الْبَعِيرِ عَرْضًا Ve şol demir dağlağıya denir ki onunla devenin tabanlarına dâg ve damga basarlar; tâ ki toprakta izi bilinmek için. Ve

عِرَاضٌ [ʹirâḋ] Nâhiye maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَرَّضَ إِلَى عِرَاضٍ أَيْ نَاحِيَةٍ Ve bir nesnenin bir yanına denir, شِقُّ الشَّيْءِ [şiḵḵu’ş-şey΄] maʹnâsına. Cemʹi عُرْضٌ [ʹurḋ] gelir ʹayn’ın zammıyla. Ve

عِرَاضٌ [ʹirâḋ] مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] bâbından masdar olur, مُعَارَضَةٌ [muʹâraḋat] maʹnâsına. Bu münâsebetle buğur deve nâkaya ʹarz için yedilip götürülmekte istiʹmâl olundu, tâ ki nâkaya iştihâsı olur ise aşa; yukâlu: ضَرَبَ الْفَحْلُ النَّاقَةَ ضِرَابًا وَذَلِكَ أَنْ يُقَادَ إِلَيْهَا وَعُرِضَ عَلَيْهَا لِيَضْرِبَهَا إِنْ إِشْتَهَاهَا ve yukâlu: بَعِيرٌ ذُو عِرَاضٍ إِذَا كَانَ يُعَارِضُ الشَّجَرَ ذَا الشَّوْكِ بِفِيهِ Yaʹnî “ağzıyla dikenli ağaçlara arkurudan sokulur oldukta.” Ve yukâlu: جَاءَتْ فُلاَنَةٌ بِوَلَدٍ عَنْ عِرَاضٍ وَمُعَارَضَةٍ وَهِيَ أَنْ يُعَارِضَ الرَّجُلُ الْمَرْأَةَ فَيَأْتِيَهَا حَرَامًا

Vankulu Lugatı - عراض maddesi

اَلْعِرَاضُ [el-ʹirâḋ] (ʹayn’ın kesriyle) Erkek deve nâkanın üzerine yedilip getirilmektir, eger nâkanın iştihâsı olursa cemʹ ola ve illâ olmaya. Ve bu nâkanın ziyâde eyi olmasına binâ΄endir; yukâlu: ضَرَبَ الْفَحْلُ النَّاقَةَ عِرَاضًا Ve

عِرَاضٌ [ʹirâḋ] Dâg maʹnâsına da gelir, Yaʹḵûb eyitti: عِرَاضٌ [ʹirâḋ] şol dâgdır ki deve uyluğu üzere arkırı gelmiştir. Ve

عِرَاضٌ [ʹirâḋ] Cânib ve nâhiye maʹnâsına da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı