ʹazâ΄ ~ عَزَاءٌ

Kamus-ı Muhit - عزاء maddesi

اَلْعَزَاءُ [el-ʹazâ΄] (سَمَاءٌ [semâ΄] vezninde) ve

اَلتَّعْزُوَةُ [et-taʹzuvet] (tâ’nın fethi ve zây’ın zammıyla) İsmlerdir, sabr ve şekîb maʹnâsınadır ki bir belâ vukûʹunda cezaʹ ve fezaʹ ve şikâyet eylemeyip ferec ve mükâfâta intizâr ile tahammül edip katlanmaktan ʹibârettir; ʹalâ-kavlin mutlak olmayıp hüsn-i sabr ve tahammül-i makbûl maʹnâsnadır; yukâlu: بِهِ عَزَاءٌ وَتَعْزُوَةٌ أَيْ صَبْرٌ أَوْ حَسَنُ الصَّبْرِ Ve

عَزَاءٌ [ʹazâ΄] Sabr ve tahammül eylemek maʹnâsına masdar olur; yukâlu: عَزِيَ فُلَانٌ عَزًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَبَرَ عَلَى مَا نَابَهُ

Vankulu Lugatı - عزاء maddesi

اَلْعَزَاءُ [el-ʹazâ΄] (ʹayn’ın fethi ve elifin meddiyle) İsmdir, intisâb maʹnâsından. Ve fi’l-hadîsi: “مَنْ تَعَزَّى بِعَزَاءِ الْجَاهِلِيَّةِ فَأَعِضُّوهُ بِهَنِ أَبِيهِ وَلَا تَكْنُوا” Yaʹnî şol kimse ki câhiliyyet nesebi ile tefâhur ede, siz ona babasının zekerin ısırtın ve zekerin tasrîh eylen, kinâyet tarîkiyle söylemen tâ ki intisâb ettiği mahallin hakâreti sarîh olmakla tefâhürü bî-vech olduğu zâhir ola. Ve

عَزَاءٌ [ʹazâ΄] Sabra dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı