Kamus-ı Muhit - عنبر maddesi

Mütercim der ki iş bu عَنْبَرٌ [ʹanber] mâddesinde mütekaddimîn ve müte΄ahhirîn ihtilâf eylediler. Mü΄ellifin beyânı mütekaddimîne göredir. Hattâ derler ki gâhca o müncemid olan nesneyi balıklar yutup kendilerine muzırr olmakla helâk olup darb-ı emvâcla sâhilde bulduktan sonra karınlarını yarıp çıkarırlar imiş. Ve müte΄ahhirîne göre baʹzı cezâ΄ir-i Hind cibâlinde olan bal arıları hoş-bû nebâtâttan raʹy ile hâsıl eylediği ʹaseldir ki kesret-i bârân sebebiyle arıların kovanlarını sel suyu deryâya götürdükte eczâ-yı ʹaseliyyesi mahv olup eczâ-yı şemʹiyyesi bâkî kaldıkta mevc sâhile atıp onda bulunur. Ve bu kavl, tabʹa mülâyimdir, zîrâ baʹzı ʹanberlerde arı kanadı ve ayağı ve kuyruğu müşâhede olunur. Ve ʹanberin ecvedi eşhebî nevʹidir ki aklığı karalığına gâlib olandır. İntehâ. Ve عَنْبَرٌ [ʹanber] kelimesi müzekkerdir, mü΄ennes dahi olur. Ve

عَنْبَرٌ [ʹAnber] Temîm kabîlesinden bir cemâʹatin pederi ismidir, بَنُو الْعَنْبَرِ [Benu’l-ʹAnber] ve tahfîfle بَلْعَنْبَرِ [Belʹanber] dedikleri ondandır. Ve

عَنْبَرٌ [ʹanber] Bir nevʹ semek-i bahrî ismidir. Mütercim der ki mezbûr balık be-gâyet ʹazîmü’l-cüsse olup lahmından Hazret-i Resûl-i ekrem ʹaleyhi’s-salâtu ve’s-selâm ekl eyledikleri kütüb-i siyerde mastûrdur. Ve

عَنْبَرٌ [ʹanber] Zaʹferâna denir. Ve Yemen zaʹferânına denir ki وَرْسٌ [vers] dahi derler. Ve zikr olunan ʹanber nâm balığın derisinden düzülen kalkana denir.

Vankulu Lugatı - عنبر maddesi

اَلْعَنْبَرُ [el-ʹanber] (ʹayn’ın fethi ve nûn’un sükûnu ve bâ’nın fethiyle) Bir cins tîbdir ki maʹrûftur. Ve

عَنْبَرٌ [ʹAnber] Temîm’den bir kabîlenin ismidir ki o ʹAnber b. ʹAmr b. Temîm’dir.