ḵaṡṡ ~ قَصٌّ

Kamus-ı Muhit - قص maddesi

اَلْقَصُّ [el-ḵaṡṡ] (ḵâf’ın fethi ve ṡâd’ın teşdîdiyle) ve

اَلْقَصَصُ [el-ḵaṡaṡ] (fethateynle) Bir kimsenin izini sürüp ardınca gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَّ أَثَرَهُ قَصًّا وَقَصَصًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا تَتَبَّعَهُ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَارْتَدَّا عَلَى آثَارِهِمَا قَصَصًا﴾ أَيْ رَجَعَا مِنَ الطَّرِيقِ الَّذِي سَلَكَاهُ يَقُصَّانِ الْأَثَرَ Şârih der ki asl قَصَصٌ [ḵaṡaṡ] ismdir, masdar mevziʹinde dahi istiʹmâl olunur. Ve

قَصٌّ [ḵaṡṡ] ve

قَصَصٌ [ḵaṡaṡ] Bir adama bir haber ve kelâmı beyân edip bildirmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَّهُ الْخَبَرَ إِذَا أَعْلَمَهُ Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ أَحْسَنَ الْقَصَصِ﴾ أَيْ نُبَيِّنُ لَكَ أَحْسَنَ الْبَيَانِ Burada قَصَصٌ [ḵaṡaṡ] ismdir. Ve

قَصٌّ [ḵaṡṡ] Bir nesneyi mikrâzla kesip kırkmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَّ الشَّعْرَ وَالظُّفْرَ قَصًّا إِذَا قَطَعَ مِنْهُمَا بِالْمِقَصِّ Ve

قَصَصٌ [ḵaṡaṡ] Göğse denir, sadr maʹnâsına, ʹalâ-kavlin göğsün başına denir ki döş taʹbîr olunur yâhûd göğsün ortasına yâhûd göğüs kemiğine denir; cemʹi قِصَاصٌ [ḵiṡâṡ]tır ḵâf’ın kesriyle. Ve koyundan kırkılmış yüne denir. Ve

قَصٌّ [ḵaṡṡ] Koyun yâhûd atın gebeliği belli olmak maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin kösnüklüğü savuşup gebe olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَّتِ الشَّاةُ أَوِ الْفَرَسُ قَصًّا إِذَا اسْتَبَانَ حَمْلُهَا أَوْ ذَهَبَ وِدَاقُهَا وَحَمَلَتْ Ve ölümcül olmak maʹnâsına müstaʹmeldir, gûyâ ki ölüm onu tetebbuʹ eder; yukâlu: قَصَّهُ الْمَوْتُ إِذَا دَنَا مِنْهُ Ve ölümcül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ضَرَبَهُ حَتَّى قَصَّهُ مِنَ الْمَوْتِ أَيْ أَدْنَاهُ مِنْهُ

Vankulu Lugatı - قص maddesi

اَلْقَصُّ [el-ḵaṡṡ] (ḵâf’ın fethiyle) Kesmek, katʹ maʹnâsına; tekûlu: قَصَصْتُ الشَّعْرَ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا قَطَعْتَهُ Ve

قَصٌّ [ḵaṡṡ] Döşe dahi derler, ser-sîne maʹnâsına gerek koyunun döşü gerek gayrının; yukâlu: “هُوَ أَلْزَمُ لَكَ مِنْ شُعَيْرَاتِ قَصِّكَ” Yaʹnî göğsünde olan kıllardan akrebdir ve elzemdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı