اَلْقَصْبُ [el-ḵaṡb] (غَصْبٌ [ġaṡb] vezninde) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَبَهُ قَصْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ Koyun kassâbı bu maʹnâdan me΄hûzdur. Ve
قَصْبٌ [ḵaṡb] Kassâb zebh eylediği hayvânın kasabını bend bend ayırıp paralamak maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَبَ الْقَصَّابُ الشَّاةَ إِذَا فَصَلَ قَصَبَهَا Ve
قَصْبٌ [ḵaṡb] ve
قَصُوبٌ [ḵaṡûb] Deve su içmekten imtinâʹla başını yukarı kaldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَبَ الْبَعِيرُ قَصْبًا وَقُصُوبًا إِذَا امْتَنَعَ مِنْ شُرْبِ الْمَاءِ فَرَفَعَ رَأْسَهُ عَنْهُ Ve bir kimseyi suya henüz kanmaksızın su içmekten menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَبَ فُلاَنًا إِذَا مَنَعَهُ مِنَ الشُّرْبِ قَبْلَ أَنْ يَرْوَى Ve bir kimseyi ʹayblamak maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَبَهُ إِذَا عَابَهُ Ve bir kimseye sövmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَبَهُ إِذَا شَتَمَهُ Ve bunlar mecâzdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı