Kâhil ~ كَاهِلٌ

Kamus-ı Muhit - كاهل maddesi

اَلْكَاهِلُ [el-kâhil] (صَاحِبٌ [ṡâḩib] vezninde) ʹAle’l-ihtilâf كُهُولَةٌ [kuhûlet]le muttasıf adama denir ki zikr olundu. Ve حَارِكٌ [ḩârik] maʹnâsınadır ki arkanın yukarısında iki küreğin üst yanıdır, ʹalâ-kavlin arkanın boyun köküne doğru yukarısının mukaddemine denir ki arkanın sülüs-i aʹlâsıdır, altı ʹaded omurga kemiklerini müştemildir yâhûd iki küreğin aralığına denir ki Türkîde yağrını taʹbîr olunur, Fârisîde yâl denir yâhûd boynun arkaya kavuştuğu yere denir; yukâlu: ضَرَبَ كَاهِلَهُ وَهُوَ الْحَارِكُ أَوْ مُقَدَّمُ أَعْلَى الظَّهْرِ مِمَّا يَلِي الْعُنُقَ وَهُوَ الثُّلُثُ الْأَعْلَى وَفِيهِ سِتُّ فِقَرَاتٍ وَمَا بَيْنَ الْكَتِفَيْنِ Şârih der ki كَاهِلٌ [kâhil] ismdir; cemʹi كَوَاهِلُ [kevâhil]dir. Ve

كَاهِلٌ [Kâhil] Benû Esed’den bir kabîlenin pederi ismidir ki Kâhil b. Esed b. Ḣuzeyme’dir ve onlar İmru΄ulḵays’ın pederinin kâtilleridir. Ve ʹArablar şedîdü’l-gazab adama ve esrimiş deveye ذُو كَاهِلٍ [žû kâhil] ıtlâk ederler. كَاهِلٌ [kâhil] mevkiʹ-i kuvvet olduğuna mebnîdir, hattâ devenin yük mahallidir; yukâlu: رَجُلٌ ذُو كَاهِلٍ أَيْ شَّدِيدُ الْغَضَبِve yukâlu: فَحْلٌ ذُو كَاهِلٍ أَيْ هَائِجٌ Ve şevket sâhibi menîʹu’l-cânib adama شَدِيدُ الْكَاهِلِ [şedîdu’l-kâhil] ıtlâk olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَشَدِيدُ الْكَاهِلِ أَيْ مَنِيعُ الْجَانِبِ

Vankulu Lugatı - كاهل maddesi

اَلْكَاهِلُ [el-kâhil] (hâ’nın kesriyle) كُهُولَةٌ [kuhûlet]le muttasıf olan kimse. Ve fi’l-hadîsi: “هَلْ فِي أَهْلِكَ مِنْ كَاهِلٍ” قَالَ أَبُو عُبْيَدٍ وَيُقَالُ “مَنْ كَاهَلَ” أَيْ مَنْ أَسَنَّ وَصَارَ كَهْلًا Yaʹnî hadîs-i mezbûrda iki vech ihtimâl vardır. Ve

كَاهِلٌ [kâhil] حَارِكٌ [ḩârik]e dahi derler. Ve حَارِكٌ [ḩârik] ḩâ΄-i mühmele ile iki küreğin orta yeridir. Kâle’n-Nebiyyu sallallâhu ʹaleyhi ve sellem: “تَمِيمٌ كَاهِلُ مُضَرَ وَعَلَيْهَا الْمِحْمَلُ” Yaʹnî “Temîm kabîlesi Muḋar’ın şol kâhili gibidir ki üzerinde mihmeli vardır.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı