kâfûr ~ كَافُورٌ

Kamus-ı Muhit - كافور maddesi

اَلْكَافُورُ [el-kâfûr] ve

اَلْكُفُرَّى [el-kufurrâ] (zammeteynle ve râ’nın teşdîdiyle ve kasr ile ve bunda kâf’ın ve fâ’nın harekât-ı selâsıyla lügattir) Hurmâ çiçeğinin kapçığına denir. Ve

كَافُورٌ [kâfûr] Bir nevʹ nebât-ı hoş-bû ismidir ki çiçeği papatya çiçeğine şebîh olur, müfredât-ı tıbbiyyede رَيْحَانُ الْكَافُورِ [reyḩânu’l-kâfûr] ile mersûmdur ki kâfûr otu taʹbîr olunur. Ve

كَافُورٌ [kâfûr] Bu ismle maʹrûf tîb ismidir, Baḩr-i Hind ve Çin cibâlinde nâbit bir şecerden hâsıl olur, yaʹnî onun zamkıdır. Şecer-i mezbûr be-gâyet kebîr olmakla sâyesinde halk-ı kesîr mütemekkin olur. O mekânın harâreti sebebiyle kaplanlar şecer-i mezbûr etrâfında îvâ ederler ve kâfûrun kılletine sebeb budur. Ve ahşâbı ak ve mülâyim olur, kâfûr onların cevfinde bulunur. Ve kâfûrun envâʹı vardır. Ve levni ibtidâ kırmızı olmakla tasʹîd ile beyâz olur. Ve

كَافُورٌ [kâfûr] Asmanın ibtidâ çubuğu yarıp çıkarken kapçık yerinde olan pek hurde yaprağına denir. Cemʹi كَوَافِيرُ [kevâfîr] ve كَوَافِرُ [kevâfir] gelir. Ve

كَافُورٌ [Kâfûr] Cennette bir pınar adıdır; tekûlu: أَللَّهُمَّ اسْقِنَا مِنَ الْكَافُورِ وَهُوَ عَيْنٌ فِي الْجَنَّةِ

Vankulu Lugatı - كافور maddesi

اَلْكَافُورُ [el-kâfûr] Hurmânın ibtidâ zuhûr eden meyvesi, Ebû ʹAmr’la Ferrâ rivâyeti üzere. Ve Aṡmaʹî eyitti: كَافُورٌ [kâfûr] zikr olunan meyvenin kabıdır. Ve

كَافُورٌ [kâfûr] Tîb kısmından maʹrûf nesnedir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı