ḵayḋ ~ قَيْضٌ

Kamus-ı Muhit - قيض maddesi

اَلْقَيْضُ [el-ḵayḋ] (فَيْضٌ [feyḋ] vezninde) Yumurtanın en üstünde olan kuru kabuğa denir, ʹalâ-ḵavlin içinde olan yavrusu yâhûd cılk olmakla suyu çıkmış yumurtaya denir ki yine kabuk olur; ve minhu yukâlu: ḣمُخُّ الْبَيْضِ خَيْرٌ مِنَ الْقَيْضِḢ وَهِيَ الْقِشْرَةُ الْعُلْيَا الْيَابِسَةُ عَلَى الْبَيْضَةِ أَوْ هِيَ الَّتِي خَرَجَ مَا فِيهَا مِنْ فَرْخٍ أَوْ مَاءٍ Ve

قَيْضٌ [ḵayḋ] Masdar olur, yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَاضَ الْفَرْخُ الْبَيْضَةَ يَقِيضُ قَيْضًا إِذَا شَقَّهُ Ve yarılmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَاضَتِ الْبَيْضَةُ إِذَا انْشَقَّتْ Ve ʹivaz vermek maʹnâsınadır; yukâlu: قَاضَهُ إِذَا عَاضَهُ Ve benzetmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَاضَهُ بِهِ إِذَا مَثَّلَهُ بِهِ Ve kayalık yerden kuyu kesip kazmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَاضَ الْبِئْرَ إِذَا جَابَهَا فِي الصَّخْرَةِ وَيُقَالُ قِيضَتِ الْبِئْرُ عَلَى الْمَجْهُولِ Ve

قَيْضٌ [ḵayḋ] Bir şey΄e berâber olan nesneye denir; قِيَاضٌ [ḵiyâḋ] gibi, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - قيض maddesi

اَلْقَيْضُ [el-ḵayḋ] (ḵâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Yarmak; yukâlu: قُضْتُ الْقَارُورَةَ فَانْقَاضَتْ Ve Aṡmaʹî eyitti: إِنْقِيَاضٌ [inḵiyâḋ] tûlen yarılmağa ıtlâk olunur; yukâlu: إِنْقَاضَتِ الرَّكِيَّةُ وَانْقَاضَتِ السِّنُّ إِذَا تَشَقَّقَتْ طُولًا Ve

قَيْضٌ [ḵayḋ] Pârelenip dökülen yumurta kaplarına dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı