kużr ~ كُظْرٌ

Kamus-ı Muhit - كظر maddesi

اَلْكُظْرُ [el-kużr] (kâf’ın zammı ve żâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Fercin dudağına denir. Ve içerisine doğru olan etçeğize denir. Ve külyeteyn yaʹnî böbrekler üzerinde olan yağa denir ki böbrek yağı taʹbîr olunur, ʹalâ-kavlin böbrekler sıyrıldıktan sonra yağına ıtlâk olunur. Ve o yağın yerine de كُظْرٌ [kużr] ve كُظْرَةٌ [kużret] denir kâf’ların zammıyla. Ve

كُظْرٌ [kużr] Yayın iki başında kiriş halkaları geçirecek kertiğe denir. Şârih der ki cemʹi أَكْظَارٌ [ekżâr] gelir; yukâlu: رَدَّ حَلَقَةَ الْوَتَرِ فِي كُظْرِ الْقَوْسِ أَيْ مَحَزَّهَا وَ[هُوَ] فُرْضَتُهَا تَقَعُ فِيهِ حَلَقَةُ الْوَتَرِ ve yukâlu: رُدُّوا حَلَقَ الْأَوْتَارِ فِي الْأَكْظَارِ

Vankulu Lugatı - كظر maddesi

اَلْكُظْرُ [el-kużr] (kâf’ın zammı ve żâ’nın sükûnuyla) Yay vasfında zikr olunsa yayın kulağı murâd olur, kûşe-i kemân maʹnâsına. Ve

كُظْرٌ [kużr] Kezâlik köprücük dedikleri iki kemiğin mâ-beyninde olan gediğe derler ki sînenin sadrındadır, مَا بَيْنَ تَرْقُوَتَيْنِ maʹnâsına. Cevherî eydür: Bu kelime istimâʹ olunmaksızın bir kitâbdan nakl olunmuştur. Ve Cevherî’nin bu kelâmı müşʹirdir ki ʹâmme kelimâtı bi-dûni’s-semâʹ olmaya, nitekim Ṡiḩâḩ isminin dahi muktezâsı budur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı