keşḩ ~ كَشْحٌ

Kamus-ı Muhit - كشح maddesi

اَلْكَشْحُ [el-keşḩ] (şîn-i muʹceme ile كَسْحٌ [kesḩ] vezninde) Bedende خَاصِرَةٌ [ḣâṡirat] ile zılʹ-ı halfin yaʹnî böğür ile ense eyegünün ki kısa eyegüdür, aralığına denir ki boş böğür taʹbîr olunur; Fârisîde tehî-gâh denir. Bu maʹnâdandır ki “filân kimse şu işi setr ve izmâr eyledi” diyecek yerde طَوَى كَشْحَهُ عَلَى اْلأَمْرِ derler ve “benden iʹrâz edip ülfet ve muhabbeti katʹ ve terk etti” diyecek yerde طَوَى كَشْحَهُ عَنِّي derler. Ve

كَشْحٌ [keşḩ] Katır boncuğuna denir, وَدَعٌ [vedaʹ] gibi. Cemʹi كُشُوحٌ [kuşûḩ] gelir. Ve

كَشْحٌ [keşḩ] Böğüre ʹârız olan كَشَحٌ [keşaḩ] ʹilletinden nâşî böğüre yakı eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كُشِحَ فُلاَنٌ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا كُوِىَ مِنْ دَاءِ الْكَشَحِ وَهُوَ مَكْشُوحٌ Ve

كَشْحٌ [keşḩ] Bir kimseye düşmanlık eylemek maʹnâsınadır ki idbâr-ı keşḩ ile iʹrâzı müstelzimdir; yukâlu: كَشَحَ لَهُ بِالْعَدَاوَةِ إِذَا عَادَاهُ Ve nâsı dağıtmak maʹnâsınadır ki keşhlerini döndürmeyi müstedʹîdir; yukâlu: كَشَحَ الْقَوْمَ إِذَا فَرَّقَهُمْ Ve davar kuyruğunu paçası aralığına sokmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَشَحَتِ الدَّابَةُّ إِذَا أَدْخَلَتْ ذَنَبَهَا بَيْنَ رِجْلَيْهَا Ve süpürmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَشَحَ الْبَيْتَ إِذَا كَنَسَهُ Ve nâs dağılmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَشَحَ الْقَوْمُ عَنِ الْمَاءِ إِذَا تَفَرَّقُوا

Vankulu Lugatı - كشح maddesi

اَلْكَشْحُ [el-keşḩ] (kâf’ın fethi ve şîn’in sükûnuyla) Böğürle kısa eyegünün mâ-beyni. Ve baʹzılar mutlakan böğürle tefsîr etmişlerdir; yukâlu: طَوَى فُلَانٌ عَنِّي كَشْحَهُ إِذَا قَطَعَكَ وَ”طَوَيْتُ كَشْحِي عَلَى الْأَمْرِ” إِذَا أَضْمَرْتَهُ وَسَتَرْتَهُ Ve

كَشْحٌ [keşḩ] Böğüre döğün yakmağa dahi derler; yukâlu: كُشِحَ الرَّجُلُ كَشْحًا إِذَا كُوِيَ مِنْهُ Ve

كَشْحٌ [keşḩ] ʹAdâveti saklamağa dahi derler; yukâlu: كَشَحَ لَهُ بِالْعَدَاوَةِ أَيْ أَضْمَرَ Ve

كَشْحٌ [keşḩ] Dağılmağa dahi derler, teferruk maʹnâsına kaçan عَنْ kelimesiyle istiʹmâl olunsa; yukâlu: كُشِحَ الْقَوْمُ عَنِ الْمَاءِ أَيْ تَفَرَّقُوا Ve

كَشْحٌ [keşḩ] Dağıtmağa dahi derler; yukâlu: مَرَّ فُلَانٌ يَكْشَحُهُمْ أَيْ يُفَرِّقُهُمْ وَيَطْرُدُهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı