maḵl ~ مَقْلٌ

Kamus-ı Muhit - مقل maddesi

اَلْمَقْلُ [el-maḵl] (نَقْلٌ [naḵl] vezninde) Bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَقَلَهُ مَقْلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا نَظَرَ إِلَيْهِ Ve suya daldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَقَلَهُ فِي الْمَاءِ إِذَا غَمَسَهُ Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu: “إِذَا وَقَعَ الذُّبَابُ فِي الطَّعَامِ فَأَمْقُلُوهُ فَإِنَّ فِي أَحَدِ جَنَاحَيْهِ سَمًّا وَفِي الْآخَرِ شِفَاءً وَإِنَّهُ يُقَدِّمُ السَّمَّ وَيُؤَخِّرُ الشِّفَاءَ” Ve

مَقْلٌ [maḵl] Suya dalmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَقَلَ فِي الْمَاءِ إِذَا غَاصَ فِيهِ Ve memeden bir gûne süt emmeğe denir. Ve kuyunun dibine denir; yukâlu: وَقَعَ فِي مَقْلِ الْبِئْرِ أَيْ أَسْفَلِهِ Ve bir adam devesinin küçük köşeğinin memeden kendisi emdikte çok emmekle süt dokunur diye endîşesinden eliyle azca azca süt içirmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَقَلَ فَصِيلَهُ إِذَا سَقَاهُ فِي كَفِّهِ قَلِيلًا قَلِيلًا وَذَلِكَ إِذَا خَافَ عَلَيْهِ مِنْ شُرْبِهِ اللَّبَنَ Ve bir kaba zikri âtî مَقْلَةٌ [maḵlet] dedikleri çakıl taşını koyup üzerine su dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَقَلَ الْمَقْلَةَ إِذَا أَلْقَاهَا فِي الْإِنَاءِ وَصَبَّ عَلَيْهَا الْمَاءَ

Vankulu Lugatı - مقل maddesi

اَلْمَقْلُ [el-maḵl] (mîm’in fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Nazar etmektir, Ebû ʹUbeyd rivâyeti üzere; yukâlu: مَا مَقَلَتْهُ عَيْنِي مُنْذُ الْيَوْمِ Ve مَقَلْتُهُ [maḵalathu] نَظَرْتُ إِلَيْهِ بِمُقْلَةِ عَيْنِي maʹnâsınadır, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere. Ve

مَقْلٌ [maḵl] Daldırmak maʹnâsına da gelir. Ve fi’l-hadîsi: “إِذَا وَقَعَ الذُّبَابُ فِي الطَّعَامِ فَامْقُلُوهُ فَإِنَّ فِي أَحَدِ جَنَاحَيْهِ سُمًّا وَفِي الْآخَرِ الشِّفَاءَ وَإِنَّهُ يُقَدِّمُ السُّمَّ وَيُؤَخِّرُ الشِّفَاءَ”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı