veyhen ~ وَيْهًا

Kamus-ı Muhit - ويها maddesi

وَيْهِ [veyhi] (vâv’ın fethi ve yâ’nın ve hâ’nın sükûnuyla ve hâ’nın kesriyle) ve

وَيْهًا [veyhen] (nasb ve tenvînle) İgrâ ve taḩrîḋ makâmında istiʹmâl olunur ki asvâttandır, tîz ol ve çabuk ol demektir; müfred ve cemʹe ve müzekker ve mü΄ennese îrâd olunur. Ve gâh olur ki وَيْهِ [veyhi] kelimesi kelime-i uhrânın âhirine terkîb olunup bir adama tesmiye kılınır, سِيبَوَيْهِ ve نِفْطَوَيْهِ gibi. Bunlarda cereyân eden lügat “س،ي،ب” mâddesinde mürûr eyledi, lâkin mü΄ellif orada ona tasaddî eylemedi. Bunlarda وَيْهِ kelimesi ki asvâttandır, baʹde’t-terkîb ism-i vâhid kılındıkta âhiri kesr üzere mebnî kılındı, غَاقِ gibi asvâta şebîh olduğu için. Ve bu, خَمْسَةَ عَشَرَ terkîbine muhâliftir. Ve hâlet-i tenkîrde münevven kılınır. Ve şol kimse ki هَذَا سِيبَوَيْهُ ve رَأَيْتُ سِيبَوَيْهِ diye gayr-i munsarıf iʹrâbı gibi muʹreb eder, onu tesniye ve cemʹ kılıp سِيبَوَيْهَانِ ve سِيبَوَيْهُونَ der. Ve muʹreb kılmayan tesniyesinde ذَا سِيبَوَيْهِ ve كِلَاهُمَا سِيبَوَيْهِ ve cemʹinde ذَوُو سِيبَوَيْهِ ve كُلُّهُمْ سِيبَوَيْهِ dediler. Niteki mü΄ellif ʹaleyhi’r-rahme Tuḩfetu’l-Ebîh nâm risâlesinde رَاهَوَيْهِ mâddesinde bu resme tahkîk eyledi.

Vankulu Lugatı - ويها maddesi

وَيْهًا [veyhen] (vâv’ın fethi ve yâ’nın sükûnu ve hâ’nın nasbı ve tenvîniyle) Bir kelimedir ki mahall-i igrâda istiʹmâl olunur; tekûlu: وَيْهًا يَا فُلَانُ وَهُوَ تَحْرِيضٌ كَمَا يُقَالُ دُونَكَ يَا فُلَانُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı