ibn ins ~ إِبْنُ إِنْسٍ

Kamus-ı Muhit - إبن إنس maddesi

Şârihin beyânına göre Eṡmaʹî’den menkûldür ki insânın çift olan ʹuvzundan sağına yaʹnî insânın nefsi ve vücûdu gelen tarafına إِنْسِيٌّ [insiyy] ve öte tarafına وَحْشِيٌّ [vaḩşiyy] ıtlâk olunur. Meselâ elin iç yüzüne ve ayağın üstüne ve bilekçelerin içeri tarafına إِنْسِيٌّ [insiyy] ve mukâbillerine وَحْشِيٌّ [vaḩşiyy] denir. Ve Ezherî bunun ʹaksine zâhib oldu. Zâhiren Eṡmaʹî’nin kavli ercahtır, zîrâ beşer maʹnâsına olan إِنْسٌ [ins]ten me΄hûzdur. Pes يَمِينٌ [yemîn] ve يَسَارٌ [yesâr] taʹbîri insânın vücûduna nisbetle olur. İntehâ. Ve

إِنْسِيُّ الْقَوْسِ [insiyyu’l-ḵavs] Yay tutan kimseye karşı gelen yerine ıtlâk olunur ki yayın bağrı olur; sayd cânibine gelen yerine وَحْشِيٌّ [vaḩşiyy] denir. Ve

إِنْسٌ [ins] ve

إِبْنُ إِنْسٍ [ibn ins] Adamın hâlis yâr ve hem-demine ıtlâk olunur; tekûlu: هُوَ إِنْسُكَ وَابْنُ إِنْسِكَ أَيْ صَفِيُّكَ وَخَاصَّتُكَ

Vankulu Lugatı - إبن إنس maddesi

إِبْنُ إِنْسٍ [ibnu ins] (hemzenin kesri yâhûd zammı ve nûn’un sükûnuyla) Bir lafzdır mûnis ve musâhib maʹnâsına; yukâlu: كَيْفَ ابْنُ إِنْسِكَ أَيْ كَيْفَ تَرَانِي فِي مُصَاحَبَتِي إِيَّاكَ وَفُلَانٌ اِبْنُ إِنْسِ فُلَانٍ أَيْ صَفِيُّهُ وَخَاصَّتُهُ وَيُقَالُ هَذَا حِدْثِي وَخِلْصِي وَإِنْسِي وَجِلْسِي بِالْكَسْرِ فِي كُلِّهَا Yaʹnî cemîʹsinde harf-i evvelin kesriyle musâhib maʹnâsınadır. Ve حِدْثٌ [ḩidšamp;] ḩâ-i mühmele ve dâl-ı mühmele iledir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı