اَلْإِسْدَاسُ [el-isdâs] (hemzenin kesriyle) Bir adamın devesi dört gün merʹâda eğlenip beşinci günü ki su içtiğinin altıncı günüdür, suya gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْدَسَ الرَّجُلُ إِذَا وَرَدَتْ إِبِلُهُ سِدْسًا Ve deve kısmı رَبَاعِيَةٌ [rebâʹiyet]ten öte olan dişlerini bırakmak maʹnâsınadır. Ve رَبَاعِيَةٌ [rebâʹiyet] ön dişlerin yanlarında olan dört diştir; yukâlu: أَسْدَسَ الْبَعِيرُ إِذَا أَلْقَى السِّنَّ بَعْدَ الرَّبَاعِيَةِ
اَلْإِسْدَاسُ [el-isdâs] (hemzenin kesriyle) Deve ön dişleri yanında olan dört dişin mâ-baʹdin ilkâ etmeğe derler; yukâlu: أَسْدَسَ الْبَعِيرُ إِذَا أَلْقَى السِّنَّ بَعْدَ الرَّبَاعِيَةِ وَذَلِكَ فِي السَّنَةِ الثَّامِنَةِ Ve
إِسْدَاسٌ [isdâs] Kavm altı olmağa dahi derler; yukâlu: أَسْدَسَ الْقَوْمُ إِذَا صَارُوا سِتَّةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı