اَلرَّمَعَانُ [er-remeʹân] (fetehâtla) Bir adamın burnu oynamak maʹnâsınadır ki dargınlıktan olur, رَمَعَ أَنْفُهُ رَمَعَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا تَحَرَّكَ يَعْنِي مِنَ الْغَضَبِ Ve el ile işâret eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَعَ بِيَدَيْهِ إِذَا أَوْمَأَ Ve doğurmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَعَتْ بِالصَّبِيِّ إِذَا وَلَدَتْهُ Ve göz yaşı dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَعَتْ عَيْنُهُ بِالْبُكَاءِ إِذَا سَالَتْ Ve silkmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَعَ رَأْسَهُ إِذَا نَفَضَهُ Ve
رَمْعٌ [remʹ] ve
رَمَعَانٌ [remeʹân] Sürʹatle yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَعَ فُلاَنٌ رَمْعًا وَرَمَعَانًا إِذَا سَارَ سَرِيعًا
اَلرَّمَعَانُ [er-remeʹân] (fethateynle) Gazabdan burun hareket etmek; yukâlu: رَمَعَ أَنْفُهُ مِنَ الْغَضَبِ رَمَعَانًا إِذَا تَحَرَّكَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı