اَلسِّكِّينُ [es-sikkîn] ve
اَلسِّكِّينَةُ [es-sikkînet] (sîn’in kesri ve kâf’ın teşdîdiyle) Maʹrûftur ki bıçağa denir. Fârisîde kârd denir; mezbûhu hareketten iskân eylediği için ıtlâk olunmuştur. سِكِّينٌ [sikkîn] lafzı müzekker ve mü΄ennes olur.
اَلسُّكَيْنُ [es-Sukeyn] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Bir cemâʹattir. Ve cüst ve revende hımâra denir; yukâlu: رَأَيْتُهُ رَاكِبًا عَلَى السُّكَيْنِ أَيِ الْحِمَارِ الْخَفِيفِ السَّرِيعِ Bunun mü΄ennesi سُكَيْنَةٌ [sukeynet]tir. Ve
سُكَيْنَةُ [sukeynet] Taslît-i ilâhiyle Nemrûd’un enfine girip âzürde eden sivrisineğin ismidir. Ve bir sahâbî adıdır. Ve Ḩuseyn b. ʹAlî radıyallâhu ʹanhumâ hazretlerinin duhterleri ismidir, ṯurre-i Sukeyniyye ona mensûbdur, cebhelerinde ṯurreleri var idi. Şârih der ki Sukeynet cenâblarının vâlidesi Rebâb b. İmru΄ulḵays idi, Kerbelâ vakʹasında hâzıra idi, baʹdehu Medîne’ye gelip hüzn ve endûhla onda vefât eyledi. Ve niçe muhaddise hatunların ismidir.
اَلسِّكِّينُ [es-sikkîn] (sîn’in kesri ve kâf’ın kesri ve teşdîdiyle) Bıçak, kârd maʹnâsına. Tezkîri ve te΄nîsi câ΄izdir,ammâ tezkîr gâlibdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı