اَلسَّقِيفَةُ [es-ṡeḵîfet] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Evlerde olan sofaya denir; ve minhu سَقِيفَةُ بَنِي سَاعِدَةَ فِي الْمَدِينَةِ Ve kırık ve çıkık saranların sardıkları tahtaya ıtlâk olunur. Ve deve kısmının başında olan sıravardı tahta-i üstühâna denir. Ve geminin tahtasına denir, ʹalâ-kavlin mutlakan gemi tahtası gibi yassı tahtaya denir. Yâhûd سَقْفٌ [saḵf] olmağa kâbil tahta-seng dedikleri yassı ve büyük taşa denir. Ve devenin eyegüsüne denir.
اَلسَّقِيفَةُ [es-seḵîfet] Vâhidi, bir dâne gemi tahtası maʹnâsına. Ve
سَقِيفَةٌ [seḵîfet] Sofaya dahi derler. Ve minhu: سَقِيفَةُ بَنِي سَاعِدَةَ Ve سَقِيفَةُ بَنِي سَاعِدَةَ [seḵîfetu Benî Sâʹidet] Kabîle-i mezbûrenin Mekke-i müşerrefede binâ ettikleri sofalarıdır ki ev mesâbesinde onda sâkin olurlardı. Ve ammâ Ḩaccâc’ın “إِيَّايَ وَهَذِهِ السُّقَفَاءَ” dediği kavlinde Cevherî eydür: Bilmeziz ki سُقَفَاءُ [suḵafâ΄]dan murâdı nedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı