اَلْمُشَاكَهَةُ [el-muşâkehet] (مُشَابَهَةٌ [muşâbehet] vezninde) ve
اَلشِّكَاهُ [eş-şikâh] شِبَاهٌ [şibâh] vezninde ve mürâdifleridir ki benzemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَاكَهَهُ مُشَاكَهَةً وَشِكَاهًا إِذَا شَابَهَهُ وَشَاكَلَهُ وَقَارَبَهُ
اَلشِّكَاهُ [eş-şikâh] (şîn’in kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: شَاكَهُ مُشَاكَهَةٌ وَشِكَاهًا إِذَا شَابَهَهُ وَقَارَبَهُ Ve fi’l-meseli: “شَاكِهْ أَبَا فُلَانٍ” Yaʹnî “Yâ ebâ filânin, medhi benzeriyle kıl.” Nitekim mesel-i âharda “دُونَ ذَا يَنْفَقُ الْحِمَارُ” derler, meselin aslı budur ki bir kimsenin merkebini bâzâra çıkardıkta hîn-i beyʹde müşterîye tergîb için “Bunun ile niçe şikâr sayd olunmuştur, ziyâde yüğrüktür” dedikte müşterî “بِدُونِ ذَا يَنْفَقُ الْحِمَارُ” demiş, yaʹnî “Bu mübâlagasız dahi bâzâr olur” demiş.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı