اَلْكَرْدُ [el-kerd] (فَرْدٌ [ferd] vezninde) Boyuna denir, عُنُقٌ [ʹunuḵ] gibi, ʹalâ-kavlin boynun köküne denir. Şârihin beyânı üzere bu, kasr ile gerden-i Fârisî muʹarrebidir; yukâlu: ضَرَبَ كَرْدَهُ أَيْ عُنُقَهُ أَوْ أَصْلَهَا Ve
كَرْدٌ [kerd] Masdar olur, davar sürmek maʹnâsına; yukâlu: كَرَدَ الدَّابَّةَ كَرْدًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا سَاقَهَا Ve düşmanı arkasından kovup gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَرَدَ الْعَدُوَّ إِذَا طَرَدَهُ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu. كَرَدَهُ إِذَا قَطَعَهُ ve minhu: شَارِبٌ مَكْرُودٌ أَيْ مَقْطُوعٌ
اَلْكُرْدُ [el-Kurd] (kâf’ın zammıyla) Nâstan bir tâ΄ife-i maʹrûfedir. Cemʹi أَكْرَادٌ [ekrâd] gelir. Cedleri olan Kurd b. ʹAmr Muzeyḵiyâ΄ b. ʹÂmir b. es-Semâ΄ ile be-nâmlardır. Mütercim der ki Burhântercemesinde bu fakîr sebeb-i tesmiyelerini mufassalen beyân eylemekle ona mürâcaʹat oluna. Ve
كُرْدٌ [kurd] دَبْرَةٌ [debret] maʹnâsınadır ki tarladan bir kıtʹa-i mahdûdedir, Türkîde evlek taʹbîr olunur; bir dönümden az olur. Bostânlarda olana ʹArabistân semtinde مَشَارَةٌ [meşâret] ve bu diyârlarda tahta taʹbîr ederler. Cerîb bir dönüm yere denir.
اَلْكَرْدُ [el-kerd] (kâf’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Boyun, عُنُقٌ [ʹunuḵ] maʹnâsına; Fârisî-i muʹarrebdir. Ve
كَرْدٌ [kerd] Bir nesneyi menʹ etmeğe dahi derler; yukâlu: فُلَانٌ يَكْرُدُ الْقَوْمَ كَأَنَّهُ يَدْفَعُهُمْ وَيَطْرُدُهُمْ
اَلْكُرْدُ [el-Kurd] (kâf’ın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Tâ΄ife-i maʹrûfedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı