Kamus-ı Muhit - الملحب maddesi

اَلْمِلْحَبُ [el-milḩab] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Dili zefîr olup dâ΄imâ herkese sebb ve düşnâm eder olan kimseye denir ki bezî΄ü’l-lisân taʹbîr olunur; yukâlu: رَجُلٌ مِلْحَبٌ أَيْ سَبَّابٌ بَذِيءُ اللِّسَانِ Ve bir nesne kesecek ve soyacak âlete denir, sâtûr ve bıçak ve dehre ve orak gibi.

اَللاَّحِبُ [el-lâḩib] ve

اَلْمُلَحَّبُ [el-mulaḩḩab] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Bunlar da o maʹnâyadır, لاَحِبٌ [lâḩib] bi-maʹnâ مَلْحُوبٌ [melḩûb]dur; yukâlu: طَرِيقٌ لَحْبٌ وَلاَحِبٌ وَمُلَحَّبٌ أَيْ وَاضِحٌ Ve

لَحْبٌ [laḩb] Masdar olur, şâh-râhta gitmek maʹnâsına; yukâlu: لَحَبَ الرَّجُلُ لَحْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا وَطِئَ اللاَّحِبَ وَسَلَكَهُ يَعْنِي مَرَّ فِيهِ Ve kılıçla vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَهُ بِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ بِهِ Ve bir şey΄e te΄sîr edip onda eser eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ الشَّيْءَ إِذَا أَثَّرَ فِيهِ Ve eti uzunluğuna kesip dilmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ اللَّحْمَ إِذَا قَطَعَهُ طُولاً Ve dâbbenin sırtı yağır olup sağaldıktan sonra yâhûd eyer ve pâlân basmakla tüyü yolunup yeprinmekten nâşî yeri çukurca el ayası gibi düz ve hem-vâr kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ مَتَنُ الْفَرَسِ إِذَا امْلاَسَّ فِي حُدُورٍ Ve kemikten et soymak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ اللَّحْمَ عَنِ الْعَظْمِ إِذَا قَشَرَهُ Ve yolu açık ve vâzıh kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ الطَّرِيقَ إِذَا بَيَّنَهُ Ve cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ الْمَرْأَةَ إِذَا جَامَعَهَا Ve yere çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ بِهِ اْلأَرْضَ إِذَا صَرَعَهُ Ve bir kimse bir yere sapmayarak doğruluğuna yürüyüp gitmek, ʹalâ-kavlin sürʹatle yürüyüp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَبَ الرَّجُلُ إِذَا مَرَّ مُسْتَقِيمًا أَوْ أَسْرَعَ فِي مَشْيِهِ

Vankulu Lugatı - الملحب maddesi

اَلْمِلْحَبُ [el-milḩab] (mîm’in kesri ve lâm’ın sükûnu ve ḩâ’nın fethiyle) Soyacak ve kesecek âlet. Ve

مِلْحَبٌ [milḩab] Şol kişiye ıtlâk olunur ki dili yaramaz ola, bed-zebân maʹnâsına; yukâlu: رَجُلٌ مِلْحَبٌ أَيْ سَبَّابٌ بَذِيُّ اللِّسَانِ

اَلْمُلَحَّبُ [el-mulaḩḩab] (mîm’in zammı ve lâm’ın fethiyle ve ḩâ’nın fethi ve teşdîdiyle) Kesilmiş, mukattaʹ maʹnâsına.