اَلْوَشْظُ [el-veşż] (vâv’ın fethi ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla) Baltanın deliği daralıp sapı oynamamak için çivi sokmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَشَظَ الْفَأْسَ وَشْظًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَيَّقَ خُرْتَهَا بِخَشَبٍ Ve kemikten bir parçasını kırmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَشَظَ الْعَظْمَ إِذَا كَسَرَ مِنْهُ قِطْعَةً Ve bir mikdârca cemâʹat bir kavm-i kesîre lâhık olup min-baʹd onlar ile bilece olmak maʹnâsınadır; tekûlu: وَشَظَ الْقَوْمُ إِلَيْنَا أَيْ لَحِقُوا بِنَا فَصَارُوا مَعَنَا وَهُمْ قَلِيلٌ
اَلْوَشْظُ [el-veşż] (vâv’ın fethi ve şîn’in sükûnuyla) Kemik pâresin ufatmak; tekûlu: وَشَظْتُ الْعَظْمَ أَشِظُهُ وَشْظًا إِذَا كَسَرْتَ مِنْهُ قِطْعَةً Ve
وَشْظٌ [veşż] Balta deliğine bir ağaç pâresi sokmağa dahi derler, sapı oynamasın diye; tekûlu: وَشَظْتُ الْفَأْسَ إِذَا جَعَلْتَ فِي خَرْتِهَا قِطْعَةَ خَشَبٍ تُضَيِّقُهُ بِهَا Ve خَرْتٌ [ḣart] ḣâ-i muʹcemenin fethiyle bir nesnenin deliğine derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı