اَلْوَشَزُ [el-veşez] (fethateynle) ʹAcele maʹnâsınadır ki cemʹi أَوْشَازٌ [evşâz]dır; tekûlu: لَقِيتُهُ عَلَى أَوْشَازٍ وَوَشَزٍ أَيْ عَلَى أَوْفَازٍ وَوَفَزٍ
اَلْوَشْزُ [el-veşz] (vâv’ın fethi ve şîn-i muʹcemenin sükûnu ve fethateynle) نَشْزٌ [neşz] ve نَشَزٌ [neşez] maʹnâsınadır ki mekân-ı mürtefiʹe denir. Ve ʹayş ve zindegânî saht ve şedîd olmaya denir; yukâlu: فِي عَيْشِهِ وَشْزٌ أَيْ شِدَّةٌ Ve yürümek husûsunda kavî ve tüvânâ deveye denir; yukâlu: بَعِيرٌ وَشْزٌ أَيْ قَوِيٌّ عَلَى السَّيْرِ Ve ʹacele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَشَزَ الرَّجُلُ وَشْزًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا عَجِلَ Ve sığınıp dayanacak nesneye denir ki Türkîde söyke taʹbîr olunur; yukâlu: فِي ظَهْرِهِ وَشْزًا أَيِ الَّذِي يُسْنَدُ إِلَيْهِ وَيُلْجَأُ
اَلْوَشَزُ [el-veşez] (fethateynle) Mekân-ı mürtefiʹ, نَشَزٌ [neşez] gibi. Ve
وَشَزٌ [veşez] Şiddet maʹnâsına dahi gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı