اَلزَّمْجَرَةُ [ez-zemceret] (hâ’yla) Nâya ve düdüğe denir, زَمَّارَةٌ [zemmâret] maʹnâsına. Cemʹi زَمَاجِرُ [zemâcir] ve زَمَاجِيرُ [zemâcîr] gelir. Şârihin beyânına göre bu çobanların çaldıkları kaval olacaktır. Ve
زَمْجَرَةٌ [zemceret] Kaval sesine denir; tekûlu: سَمِعْتُ زَمْجَرَةً أَيْ صَوْتَ الزَّمْجَرَةِ Ve çokça gırîv ve feryâd ve kavgaya denir; yukâlu: مَا هَذِهِ الزَّمْجَرَةُ أَيِ الصِّيَاحُ وَالصَّخَبُ الْكَثِيرُ Ve mutlakan sese denir; tekûlu: سَمِعْتُ زَمْجَرَةً أَيْ صَوْتًا Ve masdar olur, arslanın gümültüsünü içerisinde gürüldetmek maʹnâsınadır; yukâlu: زَمْجَرَ الْأَسَدُ إِذَا رَدَّدَ زَئِيرَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı