اَلْإِخْلَاءُ [el-iḣlâ΄] (hemzenin kesriyle) Bu dahi boş ve tehî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَخْلَى الْمَكَانُ بِمَعْنَى خَلَا Ve bir yeri خَالِي [ḣâlî] kılmak yâhûd خَالِي [ḣâlî] bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَخْلَى الْمَكَانَ إِذَا جَعَلَهُ خَالِيًا أَوْ وَجَدَهُ خَالِيًا Ve bir kimse ile halvet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَخْلَاهُ وَأَخْلَا بِهِ بِمَعْنَى خَلَا بِهِ خَلْوَةً Ve şenliksiz tenhâ yerde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَخْلَى الرَّجُلُ إِذَا وَقَعَ فِي مَوْضِعٍ خَالٍ لَا يُزَاحَمُ فِيهِ Ve bir adamı bir kimse ile halvette bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَخْلَاهُ مَعَهُ أَيْ وَجَدَهُمَا خِلْوَيْنِ
اَلْإِخْلَاءُ [el-iḣlâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Yer otlu olmak; yukâlu: أَخْلَتِ الْأَرْضُ إِذَا كَثُرَ خَلَاهَا Ve
إِخْلَاءٌ [iḣlâ΄] Bir nesne için tenhâ kalmağa dahi derler; yukâlu: خَلَا لَكَ الشَّيْءُ وَأَخْلَا لَكَ بِمَعْنًى Ve
إِخْلَاءٌ [iḣlâ΄] Bir mekânı hâlî bulmağa dahi derler; tekûlu: أَخْلَيْتُ الْمَكَانَ إِذَا صَادَفْتَهُ خَالِيًا Ve
إِخْلَاءٌ [iḣlâ΄] Bir kimse hâlî olmağa dahi derler; tekûlu: أَخْلَيْتُ إِذَا خَلَوْتَ Ve
إِخْلَاءٌ [iḣlâ΄] Gayrı kimseyi hâlî kılmağa dahi derler; tekûlu: أَخْلَيْتُ غَيْرِي يَتَعَدَّى وَلَا يَتَعَدَّى Ve
إِخْلَاءٌ [iḣlâ΄] Taʹâmdan fârig olmağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı