el-idbâr ~ اَلْإِدْبَارُ

Kamus-ı Muhit - الإدبار maddesi

اَلْإِدْبَارُ [el-idbâr] (hemzenin kesriyle) Bu dahi dâbbenin sırtı yağır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْبَرَ الْحِمَارُ إِدْبَارًا بِمَعْنَى دَبِرَ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; yukâlu: أَدْبَرَهُ الْقَتَبُ إِذَا جَعَلَهُ دَبِرًا Ve arka çevirip dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْبَرَ مِنْهُ إِذَا وَلَّى Ve debûr yeline girmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْبَرَ الرَّجُلُ إِذَا دَخَلَ فِي الدَّبُورِ Ve çarşamba günü yola gitmek maʹnâsınadır; zikri âtî دُبَارٌ [dubâr]dan me΄hûzdur; yukâlu: أَدْبَرَ فُلاَنٌ إِذَا سَافَرَ فِي دُبَارٍ Ke-mâ se-yuzkeru. Ve ölmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَدْبَرَ الْمُقْبِلُ إِذَا مَاتَ Ve bir adam ahbâb ve ashâbının işinden tegâfül eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَدْبَرَ فُلاَنٌ إِذَا تَغَافَلَ عَنْ حَاجَةِ صَدِيقِهِ Ve bir adamın devesi yağır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْبَرَ الرَّجُلُ إِذَا دَبِرَ بَعِيرُهُ Ve bir adam mâl-ı firâvân sâhibi olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْبَرَ فُلاَنٌ إِذَا صَارَ لَهُ مَالٌ كَثِيرٌ Ve deve boğazlanırken kulağının ensesinde olan şakkın bükümü kafâsı tarafına dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْبَرَتِ النَّاقَةُ إِذَا انْقَلَبَتْ فَتْلَةُ أُذُنِهَا إِلَى الْقَفَا Niteki fetle-i mezbûra yüzü üzere dönmeğe إِقْبَالٌ [iḵbâl] denir.

Vankulu Lugatı - الإدبار maddesi

اَلْإِدْبَارُ [el-idbâr] (hemzenin kesriyle) Yağır etmek; yukâlu: أَدْبَرَهُ الْقَتَبُ Ve

إِدْبَارٌ [idbâr] Bir kimsenin davarı yağır olmağa da derler; yukâlu: أَدْبَرَ الرَّجُلُ إِذَا دَبِرَ بَعِيرُهُ Ve

إِدْبَارٌ [idbâr] Gitmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَدْبَرَ النَّهَارُ أَيْ ذَهَبَ Ve bâlig olmağa dahi derler; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَاللَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ﴾ (المدثر 33) عَلَى قِرَاءَةٍ Ve دَبُورٌ [debûr] yeline dâhil olmağa da derler; yukâlu: أَدْبَرُوا أَيْ دَخَلُوا فِي الدَّبُورِ ve

إِدْبَارٌ [idbâr] إِقْبَالٌ [iḵbâl]in nakîzidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı