اَلْإِلْتِيَاثُ [el-iltiyâšamp;] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) İhtilât ve iltibâs maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاثَ اْلأَمْرُ إِلْتِيَاثًا إِذَا اخْتَلَطَ وَالْتَبَسَ Ve bir nesneye sarılıp bürünmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاثَ بِرِدَائِهِ إِذَا الْتَفَّ بِهِ Ve اِلْتَاثَ بِرَأْسِ الْقَلَمِ شَعْرَةٌ derler, Kalemin ucuna bir kıl sarıldı maʹnâsına. Ve
إِلْتِيَاثٌ [iltiyâšamp;] İşte oyalanıp ağır ağır deprenmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاثَ فِي الْعَمَلِ إِذَا أَبْطَأَ Ve semirip kuvvetlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاثَ الْبَعِيرُ إِذَا سَمِنَ وَتَقَوَّى Ve alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاثَهُ عَنْ كَذَا إِذَا حَبَسَهُ عَنْهُ
اَلْإِلْتِيَاثُ [el-iltiyâšamp;] (hemzenin kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Karışmak ve dolaşmak; yukâlu: إِلْتَاثَتِ الْخُطُوبُ Yaʹnî umûr birbirine karıştı. Ve إِلْتَاثَ بِرَأْسِ الْقَلَمِ شَعْرَةٌ Yaʹnî “Kalemin başına kıl sarmaştı.” Ve
اِلْتِيَاثٌ [iltiyâšamp;] Eğlenmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: إِلْتَاثَ فِي عَمَلِهِ إِذَا أَبْطَأ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı