el-iklîl ~ اَلْإِكْلِيلُ

Kamus-ı Muhit - الإكليل maddesi

اَلْإِكْلِيلُ [el-iklîl] (hemzenin kesriyle) Tâca denir ki selâtîn-i selefin baş kisvetleridir; ihâta maʹnâsındandır; yukâlu: بِرَأْسِهِ إِكْلِيلٌ أَيْ تَاجٌ Ve عِصَابَةٌ [ʹiṡâbet] tarzında baş bağına denir ki envâʹ-ı cevâhir ile müzeyyen olur. Bu nisvâna mahsûstur ki başlarına giyerler. Şârihin beyânı üzere hâlen bu semtin nisvânlarının başlarına giydikleri hotaz tarzında olur ki tepelerine vazʹ ederler, bu cihetle o hotaza da ıtlâk olunur. Ve hotaz, “ḵoṯas” muharrefidir. Ve إِكْلِيلٌ [iklîl]in cemʹi أَكَالِيلُ [ekâlîl]dir. Ve

إِكْلِيلٌ [iklîl] Menâzil-i kamerden bir menzil ismidir ki dört ʹaded kevâkib-i muntazamadan ʹibârettir. Ve tırnağın çevresini ihâta eden ete denir. Ve şol sehâba denir ki üzerine zar çekilmiş tarzında mer΄î ola.

Vankulu Lugatı - الإكليل maddesi

اَلْإِكْلِيلُ [el-iklîl] (hemzenin kesri vekâf’ın sükûnu ve lâm’ın kesri ve meddiyle) عِصَابَةٌ [ʹiṡâbet] misâlindedir ki onu cevâhirle tezyîn edip başa bağlarlar. Ve mutlak tâca إِكْلِيلٌ [iklîl] derler. Ve

إِكْلِيلٌ [iklîl] Menâzil-i kamerden bir menzilin ismidir ki o dört yıldızdır, sıravardı dizilmiştir. Ve

إِكْلِيلٌ [iklîl] Şol buluta dahi derler ki gûyâ onun üzerine perde çekilmiştir. Ve

إِكْلِيلُ الْمَلِكِ [iklîlu’l-melik] Bir devânın ismidir ki nebâtât kısmındandır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı