el-ellâ ~ اَلْأَلَّى

Kamus-ı Muhit - الألى maddesi

اَلْأَلْوُ [el-elv] (hemzenin fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve

اَلْأُلُوُّ [el-uluvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) ve

اَلْأُلِيُّ [el-uliyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) ve

اَلْأَلَّى [el-ellâ] ( صَلَّا[ṡallâ] vezninde) Bir husûsta batâ΄et edip saʹy ve ihtimâmda dirîg ve taksîr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلَا يَأْلُو أَلْوًا وَأُلُوًّا وَأُلِيًّا وَأَلًّى إِذَا قَصَّرَ وَأَبْطَأَ Ve kibr ve dimâg eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلَا الرَّجُلُ إِذَا تَكَبَّرَ Ve bir nesneye muktedir olmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَا أَلَوْتُهُ أَيْ مَا اسْتَطَعْتُهُVe

أَلْوٌ [elv] ve

أُلُوٌّ [uluvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) Terk eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: مَا أَلَوْتُ الشَّيْءَ أَلْوًا وَأُلُوًّا أَيْ مَا تَرَكْتُهُ Ve

أَلْوٌ [elv] ʹAtiyye ve bahşişe denir.

اَلْأَلْيَانُ [el-elyân] (عَطْشَانُ [ʹaṯşân] vezninde ve fetehâtla) ve

اَلْأَلَى [el-elâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) ve

اَلْآلِي [el-âlî] (عَالِي [âlî] vezninde) ve

اَلآلَى [el-âlâ] (hemzenin meddi ve elifin kasrıyla ki أَفْعَلُ [efʹalu] veznindedir) Büyük kuyruklu koça denir; mü΄ennesi أَلْيَانَةٌ [elyânet] ve أَلْيَا [elyâ] gelir عَطْشَى [ʹaṯşâ] vezninde. Kezâlik recül ve mer΄eye vasf olur; yukâlu: كَبْشٌ وَرَجُلٌ أَلْيَانُ وَأَلًا وَآلٍ وَآلَى وَنَعْجَةٌ وَامْرَأَةٌ أَلْيَانَةٌ وَأَلْيَا أَيْ عَظِيمَةُ الْأَلْيَةِ Cemʹi أُلْيٌ [uly] gelir hemzenin zammı ve lâm’ın sükûnuyla. Ve mü΄ennesinin cemʹi dahi أُلْيٌ [uly]dur. Ve أَلْيَانَةٌ [elyânet]in cemʹi أَلْيَانَاتٌ [elyânât] gelir ve أَلَايَا [elâyâ] gelir ve آلَاءُ [âlâ΄] gelir medd ile. Ve bu maksûr olan أَلًى [elâ] kelimesinin cemʹidir, mü΄ellif teşvîş eylemiştir. Ve

أَلْيَةٌ [elyet] Baş parmağın dibinde bilekçeye doğru olan etçeğize denir ki kuyruğu menzilindedir. Ve baldır etine denir ki baldırda olan balık etidir, حَمَاةُ السَّاقِ [ḩamâtu’s-sâḵ] maʹnâsına. Ve

أَلْيَةٌ [elyet] Açlığa denir, مَجَاعَةٌ [mecâʹat] maʹnâsına. Ve iç yağı parçasına denir. Ve bâdiyede bir su adıdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı