اَلْإِكْنَانُ [el-iknân] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّكْنِينُ [et-teknîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) ve
اَلْإِكْتِنَانُ [el-iktinân] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bunlar da setr ve pinhân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَكَنَّهُ وَكَنَّنَهُ وَاكْتَنَّهُ إِذَا سَتَرَهُ Ve
إِكْتِنَانٌ [iktinân] Gizlenip saklanmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِكْتَنَّ الرَّجُلُ إِذَا اسْتَتَرَ Ve ağarmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِكْتَنَّ الشَّيْءُ إِذَا ابْيَضَّ Zikri âtî كِنَّةٌ [kinnet]tendir.
اَلْإِكْنَانُ [el-iknân] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi nefsinde gizlemek; tekûlu: أَكْنَنْتُهُ فِي نَفْسِي إِذَا سَرَرْتَهُ Ve Ebû Zeyd eyitti: كَنٌّ [kenn] ve إِكْنَانٌ [iknân] bir maʹnâyadır gerek yerde gizlemek maʹnâsına olsun gerek nefsinde gizlemek maʹnâsına olsun; tekûlu: كَنَنْتُ الْعِلْمَ وَأَكْنَنْتُهُ فَهُوَ مَكْنُونٌ وَمُكَنٌّ وَكَنَنْتُ الْجَارِيَةَ وَأَكْنَنْتُهَا فَهِيَ مَكْنُونَةٌ وَمُكَنَّةٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı